kayseri – yahyalı – Kopçu köyü
Kopçu köyünde bulunan bu türbede yatan ve Kopçu Baba olarak da bilinen Akça Koca‘nın kardeşi olduğu söylenilmektedir. Başka bir rivayette ise onun Dev Ali’nin kardeşi olduğu ifade edilmektedir. Böylece onun da Horasan’dan geldiği kanaati kuvvetlenmektedir.
Akça Koca Sultan öldükten sonra kendisi için türbe yapılmamasını vasiyet etmesine rağmen bir kadının bu türbeyi yaptırmaya teşebbüs ettiği ve türbe inşaatı bitinceye kadar her gün yemek sinisinin altında bir altın bulduğu, bu altınlarla da inşaat masraflarını karşıladığı inancı yaygındır. Türbe yapılırken sıra üzerinin örtülmesine geldiğinde Akça Koca üzerinin örtülmesine razı olmaz. Türbenin üzeri kubbe ile örtülürken tam o sırada bir rüzgar çıkar ve kubbeyi yerle bir eder. Daha sonra türbeyi yaptıran kadına rüyasında üç delik sağ, üç delik de sol taraftan açmalarını söyler, bunun üzerine belirtildiği şekilde yeniden yapılan bu kubbe bir daha yıkılmaz.
Akça Koca‘nın türbesindeki sütunun insan müdahalesi olmadan oraya gelişi, türbenin yapılışı sırasında kubbesinin yıkılışı oraya olan ilgiyi artırmıştır. Anlatıldığına göre sultanı ziyarete gelenlerin hayvanlarına bakması için ahırlar ve atların yemesi için bir ev dolusu arpa varmış. Arpanın üzerinde sürekli olarak bir yılan dururmuş. Arpadan o kadar yedirilmesine ve bir o kadar da yolcuların yanlarına alıp götürmesine rağmen yılan orada bulunduğu sürece arpa hiç eksilmezmiş.
Yine anlatıldığına göre Akça Koca Sultan‘nın ziyaretçisi hiç eksik olmazmış. Bir keresinde köylülerden birine üç atlı misafir gelmiş. Bunlar gece yarısı kalkıp türbeye giderek namaz kılıp, sultanla birlikte tesbih çekmişler: Bunları gizlice takibeden ev sahibi eve gelerek yatağına girmiş misafirler eve döndüklerinde, ”Sanki Osman Ağa uyuyor” demişler. Bunun üzerine ev sahibi kalkıp hemen ellerine sarılmak istemiş, fakat misafirler o anda kaybolmuşlar.
Türbede geceleri ışık yandığı görülmekteymiş. Türbede halen su ile dolu ibrikler bulundurulmakta ve Sultan’nın bununla abdest aldığına inanılmaktadır. Zira, belirli günlerde bu suların boşaldığı rivayet edilmektedir.
Köy halkının anlattığına göre bir gece hırsızlar türbeye girerek halıları toplayıp çıkmak istediklerinde kapı kapanır ve bir türlü dışarıya çıkma imkanı bulamazlar. Türbeden ancak elleri boş olarak çıkmalarına izin verilir. Son zamanlara kadar her perşembe günü ikindi namazı için burada ezan okunduğu ve köy halkının burada namaz kıldığı anlatılmaktadır.
Bu türbede daha çok yağmur duası yapılmaktadır. Yağmur duasında dua edecek kişi türbenin damına çıkar ve orada yüksek sesle dua eder, diğerleri de Amin derler. Duadan sonra da fakirlere yemek yedirilir.
Çocuğu olmayanlar çocuk sahibi olmak, durmayanlar da çocuklarının yaşaması için buraya gelerek dua ederler. Burada ölmesinden endişe edilen çocukların isimleri değiştirilerek uzun ömürlü olmaları umulmaktadır. Türbede bulunan mermer sütun dilek esnasında kucaklanmak.ta, iki elin parmakları kavuşursa dileklerin kabul olacağına inanılmaktadır. Aynı şekilde türb de bir de delile mevcuttur ki hamile kadınlar bu deliklere elJerini sokarlar, eğer ellerine boncuk çıkarsa kız, başka bir şey çıkarsa oğlan çocuğuna sahip olacaklarına işaret olduğuna inanırlar.
Burada senede en az 3-5 adak kurbanı kesilmektedir. Ayrıca bir ağrısı, sızısı olanlar mezarın yanında bulunan tokuç ile ağrıyan yerine vurdurur. Böylece o kişi oradan çıkmadan ağrısının geçeceğine inanır. Burada dilekte bulunan kadınlar ya türbeye sergi sermekte, ya da çaput bağlamaktadırlar.
Kaynak ; Kayseri ve Çevresinde Ziyaret Yerleri , Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları