Bursa – Yeşil camii
Çelebi Sultan Mehmed tarafından 1421 yılında, Yeşil Camii’nin güneyine inşa ettirilmiştir. Sultanın ölümünden 40 gün önce inşası bitmiştir. Diğer bütün külliyelerde cami en yüksek konumda olduğu halde burada türbe yüksek konumdadır. Külliyenin en tanınmış yapısıdır. Bursa’nın ve hatta ülkemizin turistik tanıtım sembollerinden birsidir. Dışı tamamen çini kaplı olması açısından bir örneği daha yoktur ve bir anlamda fetret devrinin ardından Osmanlı’nın şahlanışının anıtsal bir simgesidir.
Çelebi Mehmed’in ölümünden 40 gün önce tamamlanan türbenin mimarı İvaz Paşa Semti’ndeki mütevazı türbesinde metfun bulunan Hacı İvaz Paşa’dır. Ahşap oymasını Tebrizli Ahmed oğlu Ali’nin yapmış olduğu türbede, kalem işçiliği ve çinilerin yerleştirilmesinde baş ustalık yapma görevi de Lâmi Çelebi’nin dedesi Nakkaş Ali bin İlyas Ali’nin olmuştur. Çini işlemelerinin tamamını Mecnun Dede adındaki zanaatkâr tarafından yapılmıştır.
Türbenin bodrumu da mevcuttur ve naaşlar, girişi doğu tarafında olan ve şu anda kapalı durumda bulunan bodrum kattadır. Çini sandukayı sultan kendisi yaptırdığından ve vefatından sonra sanduka kırılarak içine defnedilemeyeceğinden dolayı türbenin iki katlı yapılmış olduğu görüşü de mevcuttur. Türbede 9 mezar bulunur. Edirne’de vefat ettikten sonra Bursa’ya getirilerek türbesine defnedilen Çelebi Sultan Mehmed’e ait sandukanın yanı sıra oğulları Mustafa (öl.1423), Mahmud (öl.1428), ve Yusuf (öl.1428) ile kızları Selçuk Hatun (öl.1485), Hafsa Sultan Ayşe Hatun ve Sitti Hatun ile sütannesi Daye Hatun’a ait çinili sandukalar yer almaktadır.
Türbede görülebilen hemen her bir yere sanat eseri yerleştirilerek adeta ruha hitap edilmiştir. İç tarafı eşsiz güzellikte turkuaz çiniler ile kaplanan türbenin ceviz ağacından oyma ahşap kapısı gerçek bir sanat eseridir. Kapı yanları, kemeri ve söveleri mermerden yapılmıştır. 1855 yılında hasar gören giriş daha sonra horasan ile sıvanarak tamir edilmiştir. Tacı tezhip süslemeli olan çinili mihrabı, kendisini bu güne kadar getirebilen sayılı şaheserlerdendir. Mihrabın içindeki mum süslemelerinin birinin altında Allah, diğerinin altında Muhammed yazılıdır. Dış yüzeyi kubbeye kadar yine turkuaz çiniler ile kaplı olan türbenin bir zamanlar kubbesinin de aynı şekilde kaplanmış olduğu çeşitli rivayetlerde ifade edilir. Hiç bozulmadan günümüze kadar gelen çinilerin bulunduğu özgün duvar, giriş kapısının solunda yer alır.
Türbe bünyesinde cüzhanlar (Kur’an cüzü okuyan hafızlar), duagu (maaşlı dua okuyucular), devirhan, ammehan, fetihhan; ihlashan, fatihahan, buharihan, mükebbir, naathan gibi aralarına kadınların da olduğu belli duaları okumakla görevli kişiler bulunmaktaydı. Bunların yanında türbeyi her daim bekleyen ve temizliği ile görevli ‘türbedar’ mutlak surette mevcuttu.
Türbenin bahçesinin doğusunda ve kuzeyinde Osmanlı Devleti’nde görev yapmış kâtip, vezir, vali ve mezar taşlarında adları tam olarak okunamayan bazı kişilerin defnedildiği 11 mezar bulunmaktadır. Birinin mezar taşı yoktur.
Kaynak ;Bursa’nın Manevi Değerleri Gezi Rehberi , Bursa Büyükşehir Belediyesi yayınları