kayseri – akkışla – ganişeyh köyü
Türbe, Akkışla ilçesine bağlı Ganişeyh köyünün yaklaşık 2 km. güneybatı tarafında olup, mezarlığın içinde bir meşe ağacının yanındadır. Üzeri açık olan türbe, 2 m. yükseklikteki duvarlarla çevrilidir. Türbenin mimarı bir özelliği olmayıp halen bakımsız bir durumdadır.
Ganişeyh‘in, Musaşeyh ve Karaşeyh isimli şahısların kardeşi olduğu, hatta Çiftlik, Düzencik ve Karakaya türbelerindekilerle de akrabalık ilişkilerinin bulunduğu söylenmektedir. Açık olan türbenin üzeri köy sakinleri tarafından birkaç kez örtülmüşse de her defasında da kendiliğinden tekrar açılmıştır. Nitekim köylülerden biri rüyasında Şeyh’i görmüş ve Şeyh ona, “Benim üzerimi örtmeyin” demiştir. Hatta türbenin örtülmesinde kullanılan ağaçlardan peşin para ile alınanlar bir tarafa, veresiye alınanlar bir tarafa ayrılmış. Bundan sonra türbenin üzeri hep açık kalmıştır.
Bu hususu köylüler şöyle açıklıyorlar: Burada yatanlar Allah’ın rahmeti olan yağmur, kar, dolu, rüzgar, güneş … gibi şeylerden mahrum kalmak istememişler, yağmurun üzerlerine yağmasını, üzerlerinde otlar bitmesini arzu etmişler, üzerleri kapatıldığı takdirde rahat edecekleri dolayısıyla bu rahatlığı reddederek; dış dünyanın rahmetinden ve zahmetinden faydalanmak istemişlerdir.
Rivayete göre Şeyh, buradan gelip geçenleri soyduğu ve yöre halkına eziyet ettiği iddiasıyla şikayet edilir. Bunun üzerine Şeyh’i yakalamak üzere asker gönderilir. Askerler Şeyh’in yanına çıkmadan önce, saygısızlık olmasın diye kelepçeyi dışarıda bir taşın dibine bırakırlar. Şeyh, askerleri iyi bir şekilde karşılayıp onları ağırladıktan sonra “Haydi gidelim” der. Askerler Şeyh’in bu durumu bilmesine şaşırıp kalırlar. Kelepçenin bulunduğu yere gelince Şeyh, “alın şu emanetinizini” der, bir de ne görsünler, kelepçe siyah bir yılan oluvermiş. Askerler ellerini uzatmaktan çekinirler. Şeyh’in cesaret vermesi üzerine ellerini uzatınca yılan tekrar kelepçe olur. Şeyh’in bu gücünü gören askerler onu kelepçelemek istemezlerse de Şeyh’in ısrarı üzerine Pınarbaşı’na yaklaşınca kelepçeyi takarlar. Nihayet yapılan sorgulamada Şeyh’in suçsuz olduğu ortaya çıkar.
Yine anlatıldığına göre, köy halkından bir şahıs türbenin yanındaki meşe ağacından bir dal kesmiş, bunun üzerine kısa bir süre sonra dalı kesen şahsın ve çocuklarının elleri eski canlılığı kaybetmiştir.
Türbeyi çocuğu olmayanlar veya yaşamayanlarla ümitsiz hastalığa yakalananlar ön planda ziyaret etmektedirler. Bunun dışında burası yağmur duası ve herhangi bir dilek için de ziyaret edilmektedir ve akabinde kurban kesilmektedir. Hastaların özellikle amaların türbenin içindeki mezarın yanında birkaç saat uyutularak şifa bulacaklarına inanılmaktadır. Bununla birlikte son zamanlarda buraya olan rağbetin azaldığı, hastalıklar içinse, ancak doktor tedavisinden sonra ümidi kalmayanların geldiği köylüler tarafından belirtilmektedir.
Ayrıca burada bir taş beşik mevcuttur ki, bunun Şeyh zamanında para basmakta kullanıldığı ifade edilmektedir. Ganişeyh türbesinin 1 km. güneyinde bir mezarlık daha vardır. Buradaki mezar taşlarının birinin üzerinde, yöre halkı tarafından “Fadime anamızın kirmeni” olarak bilinen kaz ayağı resmi bulunmaktadır ki bunun Tahtacı Türkmenlerinin işareti olduğu bilinmektedir. Bu arada köylüler tarafından, Hz. Ali’nin atının ayak izinin bulunduğu bir taştan bahsedilmekle birlikte, bugün bu taşın kaybolduğu anlatılmaktadır.
Kaynak ; Kayseri ve Çevresinde Ziyaret Yerleri , Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları