Kazakistan – Çimkent – Türkistan’da şehirin hemen dışında ( Otrar’a giderken)
Gevher Şehnaz Hatun , Hoca Ahmed Yesevi hazretlerinin ablasıdır. Yesevi hazretleri dünyaya geldikten birkaç sene sonra annesi vefat eder. Çocukluk döneminde evladının terbiyesi ve irşadıyla babası Şeyh İbrahim Ata meşgul olur. Yesevi hazretleri altı yaşında iken Şeyh İbrahim Ata de ahirete irtihal eder.
İbrahim Ata hazretleri vefat etmeden evvel oğlunu ablası Gevher Şehnaz Hatun’a emanet eder. Vefat etmeden birkaç gün öncede kızına şu nasihatta bulunur ;
”Kızcağızım… Gönlümüze gelen o hoşluktur ki Allah’ın bize bu dünyada bağışladığı ömrün son günlerindeyiz. Kardeşin Ahmed’e sahip çıkasın, onu yalnız bırakmayasın… Bilesin ki Allah ona velayet makamından büyük bir ikram verecek. Ümidim odur ki Ahmed kendi zamanının en büyük velilerinden olacak. Dergahımda bağlı duran bir sofra bulunur. Ahmed o sofrayı açtığında, anlaki Ahmed’in meydana çıkma günü gelmiştir. Bu sözlerim sana vasiyetim ve nasihatimdir.”
Kıymetli babalarının vefatından bir müddet sonra Gevher Şehnaz Hatun, henüz altı yaşındaki kardeşi Hace Ahmed’i alarak, dedeleri ve Şeyh İbrahim Ata’nın halifesi olan Şeyh Musa’nın dergahını kurduğu, yakınlarının ve akrabalarının bulunduğu; bugünkü adı Turkistan olan Yesi şehrine hicret eder. Gevher Şehnaz Hatun, akraba ve yakınlarının desteğiyle Yesi’nin alimlerinden biri olan Hoca Ata ile evlenir. Hoca Ata ileriki yıllarda kayınbiraderi olan Hace Ahmed Yesevi’nin irşad makamına nail olmasıyla ona intisap edecek ve Yeseviyye yolu içerisinde halifelik makamina kadar yükselecektir. Gevher Şehnaz Hatun da Yesevi yolunda Hanımların tarikat meseleleriyle ilgilenecektir. Allah ikisininde sırrını takdir eylesin.