Manisa – merkez’de – Nişanca Paşa camii haziresinde Şeyh Ahmed Vehbi Antaki nin yanında
Hasan Rüştü Efendi 1834 yılında Sandıkçı Emin Ağanın oğlu olarak Manisa’da dünyaya gelir. Çocuk yaşta Entekkeliler Rufai Marufi dergahına intisap eder ve ilk eğitimini şeyhi Ahmet Vehbi Antaki Efendi’den alır, Daha sonra şeyhi, Hasan Rüştü Efendi’yi Azadlızade Ömer Efendi’ye teslim eder. Ondan da Arapça ve Farsça öğrenir. Tekkede çeşitli hizmet faaliyetlerinde bulunur, 23 yaşında Şeyhi Ahmet Vehbi Antaki Efendi’nin kızı ile evlendirilir ve hilafet verilerek posta oturur.
Ne var ki, Ahmet Vehbi Efendi, Hasan Efendi posta oturmadan altı yıl evvel vefat etmiş, dergaha bilinen bir halife bırakmamıştır. Ancak kendisinin Turgutlu postişini olan Hüseyin Şevki Efendi bir Ağustos ayı sonu bağda üzüm kesmekte iken aniden işi bırakıp dervişleri ile beraber Manisa’ya doğru yola çıkar. Ilıcak suyu adlı mevkie gelince dervişlerine beklemelerini söyleyip doğruca Ahmet Vehbi Antaki Efendi’nin evine, Meryem hanıma giderek Şeyhi Ahmet Efendi’nin sır katibi olduğunu ve kendisine ‘Kara Hasan’ lakaplı Hasan Rüştü Efendinin şeyh olacağını konuştuklarını, ancak bunu söylemek için manevi bir işaret beklediğini ve o işaretin zuhur etmesi sonucu aniden işi gücü bırakıp geldiğini söyler. Ayrıca Hasan Rüştü Efendi’yi Ahmet Vehbi Efendi’nin kızı ile de evlendirmek istediğini belirtir. Meryem Hanım ise, 14 kızı olduğunu bu kızlardan 12’sinin vefat ettiğini, zaten dergaha Ahmet Vehbi Efendi’den sonra her kim şeyh oldu ise yaşamadıklarını anlatır. Denilir ki, bir gece liyakatı olmayan birinin posta oturduğunu ve zikiri yönettiğini gören dergahın eskilerinden Pehlivan Dede içeri girmez ve doğruca Ahmet Vehbi Antaki Hazretlerinin türbesine gider ve ayağı ile Ahmet Vehbi Efendi’nin sandukasına vurarak, “Kalk yalancı şeyh.. kalk! O adam postta oturdukça ben sana yalancı şeyh derim”, diye seslenir. Pehlivan Dede daha türbeden çıkmadan posttaki liyakatsiz şeyhi dört kişi kucaklayarak dışarı taşırlar. Postta oturan adam o anda vefat etmiştir. Olay birkaç defa daha tekrar eder. En fazla yaşayan bir hafta ömür sürer. Olayların böyle olmasına rağmen Turgutlu postnişini olan Hüseyin Şevki Efendi’nin ısrarı ve kefaleti ile Meryem Hanım kızını Hasan Rüştü Efendi ile evlendirmeye karar verir.
Hasan Rüştü Efendi şeyh olduktan sonra Entekkeliler dergahında 62 sene boyunca şeyhlik yapar.1919 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşur ve kalabalık bir cemaat eşliğinde Çeşnigir Camisinde kılınan namazın ardından şeyhinin yanına defnedilir.
Anlatılır ki, Hasan Rüştü Efendi ilim ve fazileti ile kendisini herkese kabul ettirmiş ve sevdirmiştir. Uzun boylu, “Kara Hasan” lakabını alacak kadar koyu bir esmerlikte, siyah bakışlı, üstelik zeki ve bilgili biridir. Manisa’nın kültür ve sanat hayatında etkili olmuştur. Rüşdi mahlasını kullanarak yazdığı şiirleri bir divanda toplanmış olan Hasan Rüşdi Efendi’nin, sesinin çok güzel ve bir musikişinas ve neyzen olduğu, ünlü musikişinas ve neyzen Müftü Âlim Efendi’nin musiki hocaları arasında bulunduğu bilinmektedir.
Hasan Rüşdi Efendinin döneminde Entekkeli Rifai Dergâhının mensuplarının on bin kişiyi bulduğu söylenmektedir . Burada icra edilen zikir ve musikiden rahatsızlık duyan mollaların şikâyeti üzerine Manisa´da valilik yapan Süruri Paşa’nın bizzat teftiş ve ziyareti sırasında yapılan zikrin selam bahsinde, kılıçlar, şişler, ateşte kızarmış lale ve güller ortaya çıkartılarak dervişlere dağıtılır. İki dervişini yere yatıran Hasan Rüşdi Efendi, karınlarına sapladığı şişleri Dergâh tabanına çakar ve şişlerin topuzlarının da üstüne çıkan Şeyh efendi zikre devam eder. Gördüklerine inanamayan Süruri Paşa, zikrin bitimini müteakip, yerlerdeki şiş deliklerini de elleri ile kontrol ettikten sonra, “bildiğiniz gibi hareket edin, kimse bundan böyle sizin işinize karışmayacaktır” diyerek dergahtan ayrılır.
Hasan Rüştü Efendi’nin Hazreti Muhammed (sav)’in sevgisi ile Rüşdi mahlasında yazdığı şiirleri vardır ve bu şiirleri bir divanda toplanmıştır.
Rah-ı Hakk ın rehberisin kıl şefeat ya resul (sav)
Enbiyalar serverisin kıl şefeat ya resul (sav)
Can feda olsun yoluna ey resul-i zül kerem (sav)
Senden olur bize kerem kıl şefeat ya resul (sav)
Zat-ı pakindir sebeb bu alemin icadına Yüz süre geldim kapına kıl şefeat ya resul(sav)
Derya-yı lütfünda senin nice isyan gark olur Baş uçuben yalvarırım kıl şefeat ya resul(sav)
Ruz-ı mahşerde ümmet sığınur taht-ı ceneha Rüşdi zaif-i bi-çareye kıl şefeat ya resul(sav) …
“Sende senlik kalmasın hiç Rüşdi, Hak’tır söyleten Söyleyen hem söyleten, kadrin veren Mevlayı gör
Kaynaklar ; Manisa Evliyaları , Abdulhalim Durma