Ankara –
Ankaralı Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi (k.s.) aslen Ankaralıdır. Melami kaynaklarına göre Hacı Bayram-ı Veli’ni halifelerinden Bıçakcı Ömer Dede ‘den Bünyamin Ayaşi (v.1520), ondan Pir Ali Aksarayi (v. 1527), ondan oğlu İsmail-i Maşuki (v. 1529) ve ondan Ahmed-i Sarban (v. 1545) ve ondan da Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi hilafet almıştır.
Ahmed Sarban hz’i, doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1470’li yıllarda Tekirdağ ili Hayrabolu ilçesinde doğdu. Ahmed genç yaşında Hayrabolu’dan ayrılarak İstanbul’a gelir ve Kanuni Sultan Süleyman’ın Irak Seferi’ne “Sarbanbaşı” (Devecibaşı) olarak katılır. Bu mesleğinden dolayı “Sarban” olarak anılır. Irak seferine giden ordu Aksaray’a uğrar ve burada Pir Ali Aksarayi ile tanışır. Ahmed-i Sarban, 1545 yılında Hayrabolu’ da beka alemine göçer. İlçe merkezinde bulunan kutlu türbeleri halkın ziyaretgahıdır. Sarban Ahmed, divanında kaside, gazel, mesnevi gibi klasik nazım biçimlerini kullanmış, şiirlerinin tamamı ilahi aşkla alakalı olup, tekke edebiyatının en sadık şairlerindendir.
Sarı Abdullah Efendi, “Semeratü’l-Fuad”isimli eserindeki bilgilere göre Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi, doğduğu ve yaşamakta olduğu Ankara’ya bağlı Haymana’daki Kutluhan Köyü’nde, cuma ve bayram namazları için bir cami yaptırmaya teşebbüs eder. Cami inşaatında çalışmaları için müridlerini davet eder ve bu davete bölgedeki sipahiler de katılır, inşaatta gönüllü olarak çalışmaya başlarlar. Dönemin Ankara Haslar Voyvodası da, uzun zamandan beri göz koyduğu ve şeyhin oğluna ait güzel Arap atını ister. Şeyhin bu isteği reddetmesi üzerine voyvoda, Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi’yi İstanbul’a şikayet eder. Şikayetinde de şeyhin bütün müridlerini ve bazı askerleri başına topladığını, muhtemelen bir isyana hazırlandığını bildirir. Bunun üzerine merkezi yönetim, şeyhin derhal tutuklanıp hapsedilmesini ve hadisenin araştırılmasını ister. Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi, hemen tutuklanır ve Ankara Kalesi’ne habsedilir. Ne var ki, ömrü vefa etmemiş ve rivayete göre bir sabah cesedi bulunmuştur.
Evliya Çelebi ise “Seyahatname”de ‘ Ankara’da yatmakta olan büyük evliyaların nur dolu mezarları ziyaretlerini bildirirken Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi hakkında şu bilgiyi verir:
Şeyh Hüsameddin: Ahmed Sarbani halifesidir. Ankara Kalesi’nde hapis iken “Sabah bizi defn edin”buyururlar. Sabahleyin hapishanede kesinlikle insan ve cinden kimse yok iken bir sarı hurma lifi kefenine sarılmış yıkanmış ve kokulanmış olarak bulunur. Bütün Ankara halkı hayretler içinde kalırlar. Hala zaviyesi haziresinde gömülüdür.
Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi Camii ve Türbesi:
Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi Camii ve türbesi, günümüzde Haymana ilçesi Kutluhan Köyü yolu üzerindedir. Kutluhan Köyü, Ankara şehir merkezine yakla şık 94 km, Haymana ilçe merkezine ise 48 km uzaklıktadır. Kutluhan ve Altıpınar köy yolu yakınında, düz ve arkeolojik bir alanda bulunan cami, günümüzde yerleşim yeri dışında kalmış ve günümüzde restore edilerek yeniden inşa ediliyor. Caminin batısında ise Şeyh Hüsameddin-i Ankaravi’nin mezarının bulunduğu türbe vardır.
Kaynak ; Manevi Mimarlarıyla Ankara , Abdülkerim Erdoğan , Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Ankara Velileri I-II , Abdülkerim Erdoğan , Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları