Fas – Tanta şehrinin 100 km uzağındaki Cebeli alem dağının tepesinde. ( Haritadaki nokta tam olarak yerini göstermiyor.) .
Ebu Muhammed Abdüsselam b. Meşiş El Haseni (ö. 625/1228)
Tasavvufun Kuzey Afrika’daki en büyük temsilcilerinden biri, Ebul Hasan eş-Şazeli hazretlerinin şeyhi olan bu zatın hayatı hakkında kaynaklarda yeterli bili yoktur. Bu büyük veliye dair bilgiler daha çok menkıbelere dayanır.
Rivayete göre Hz. Hasan soyundan geldiği için el-Haseni unvanıyla anılan Abdüsselam, yedi yaşlarında iken kendini ibadete vermiş, dini ilimlerin i öğrenmiş ve genç yaşta keşf mertebesine ulaşmıştır. Daha sonra 16 yıl süren bir seyahete çıkmış, Fas yöresinde dolaşarak tasavvufi bilgi ve tecrübesini arttırmıştır. Seyahetlerinden birinde konakladığı mağaraya gelen Abdurrahmanb. Hüseyin ez- Zeyyat kendisini yedi yaşından beri manen terbiye ettiğini söyleyince ona intisap etmiştir. Zeyyat’ın sohbetinde ne kadar bulunduğunu ve ondan neler öğrendiğini hakkında bilgi yoktur. Tasavvuf hırkasını Ebu Medyen et-Tilimsani’den giydiği de söylenmektedir.
Kur’an ve hadise son derece bağlı olan, sünnetten uzaklaşan zümrelerle mücadele eden İbn Meşiş, peygamberlik iddiasında bulunarak etrafına birçok cahil taraftar toplayan Muhammed b. Ebu Tavacin’e karşı koymak için inzivadan çıkıp mücadele meydanına atılmış, bu mücadeleden vazgeçmesi için yapılan teklifleri reddedince, İbn Ebu Tavacin’in adamları tarafindan şehid edilmiştir. Ölüm tarihi olarak 622, 623, 625 yılları gösterilmektedir.
“Şehid kutub” diye de meşhur olan İbn Meşiş’in naaşı Beni Arus arazisindeki Cebelialem’e defnedilmiştir. Hakkında pek çok keramet ve menkıbe nakledilen ve İslam aleminde büyük hürmet gören İbn Meşiş’in türbesi Fas’ın önemli ziyaret yerlerinden biridir. Çok sarp bir yerde bulunan mezarı bir nevi harem kabul edildiğinden, gayri müslimlerin buraya yaklaşmalarına izin verilmemektedir. Şeyhin oğulları ve torunları da asırlar boyu bölge halkından büyük bir saygı görmüşlerdir. İbn Meşîş’in ölüm yıldönümü dolayısıyla Tittavin civarındaki Şaşavan kasabası sakinlerince düzenlenen ihtifale (mevlid) çok sayıda insan katılmaktadır. (Kuddise sirruhum)
İbn Meşiş’in asıl önemi, milyonlarca müridi ve yaygın bir nüfuzu olan Şazeliyye tarikatının kurucusu Ebü’l-Hasen eş-Şazelî’yi yetiştirmiş olmasından ileri gelmektedir. İbn Meşiş’e, Meşişiyye veya Abdüsselamiyye adı verilen bir tarikat nisbet edilmişse de onun bir tarikat kurucusu olmadığı, çevresine mürid toplamak için hiçbir gayret göstermediği, hatta intisap etmek için gelen kişileri müridliğe kabul etmediği bir gerçektir. Hatta bir gün huzuruna gelerek, “Bana el ver” diyen kişiye hiddetle, “Ben peygamber miyim ki sana el vereyim! Farzlar da haramlar da bellidir. Farzları yerine getir, haramlardan sakın!” dediği rivayet edilmektedir.
Şazeli, onun bir seher vakti halkın kendisinden yüz çevirmesi için Allah’a dua ettiğini nakleder. Kendisi ne kadar az tanınmışsa müridi Şazeli de o kadar çok tanınmış, fikir ve görüşleri hakkında ancak bu müridi vasıtasıyla zamanımıza bilgi ulaşmıştır.
Şazeli’nin anlattığına göre, İbn Meşiş Allah sevgisine çok fazla önem verir, sevgiyi bütün hayır ve faziletlerin etrafında döndüğü bir merkez, her türlü nur ve kerametlerin kaynağı olarak kabul ederdi.
İbn Meşiş’in evradı, es-Salavatü’l-Meşişiyye adıyla günümüze kadar gelmiştir. Kısa bir salavattan ibaret olan bu evrad, tasavvufun belli başlı kavramlarını özlü bir şekilde ifade ettiğinden, abid ve süfîler arasında hararetle okunmuş ve muhtelif müellifler tarafindan defalarca şerhedilmiştir. Yusuf en-Nebbanî, el-Cevahirü’l-bihar adlı eserinde (II, Beyrut 1327), Abdülazîz ed-Debbağ, Abdülganî en-Nablusî ve Sidi Abdullah el-Mirgani’nin şerhlerini aynen iktibas etmiştir. Es-Salavatü’l Meşişiyye, İsmail Hakkı Bursevi tarafindan da tercüme ve şerhedilmiştir (İstanbul 1256).
Süfîler, metni kısa olan bu salatın manevî tesirine inandıkları için onu vird olarak benimsemiş ve günün belirli vakitlerinde okunmasını tavsiye etmişlerdir. Onlara göre bu salat, insan tarafından tertip edilen salavatını en mükemmeli olup ilahî bir ilhamla söylenmiştir; zira insan kendiliğinden böyle bir salat düzenleyemez.
Bazı hikmetli sözlerim nakledecek olursak;
Kendisi buyururdu ki:
“Dünya kirinden temizlen. Arzu ve isteklerine meylettiğin zaman onu tövbe ile düzelt. Allah sevgisine yapış. Allah sevgisi öyle bir şeydir ki, her iyilik, hayır ve üstünlüğün esası odur. ”
”Sevaba kavuşamayacağın yere ayağını koyma. Günah işlemeyeceğin yere otur.”
”AIlahü Tealanın sevdiği işleri yapmakta yardım isteyeceğin kimseden başkasıyla oturma.”
”En güzel nasihatçı seni Mevla’ya sevk edendir ”
”Kendisi hatırlanınca, Allahü tealayı hatırlatanlarla beraber ol.”
Kaynak ; Lalegül Dergisi , Ekim 2015 , sayı 32 , Cübbeli Ahmet Hoca ”
(Muhammed ibni Cafer, Selvetül-Enfas, 1/5, Ibnü Ataillah, Letaifül minen 1/92, Abdııllah et-TeMı, el-Mutrib, sh:90-106, Nebhani,Camiu-Keramat-il-Evliya; c.2, s.69, Tıbyan-ul-Vesail; c.3, s.124-129, Abdülhalîm Mahmüd, el-Kutb-üş-Şehîd Sîdî Abdüsselam bin Meşîş, Kahire, 1976; Isam, Islam Ansiklopedisi, 1/302)