Omuz Gürzlü Türbesi
Sürtme Köyü sınırları içerisinde, Evliya dağının eteklerindeki yatırlardan biri de Omuzu Gürzlü diye anılan, Horasan erenlerinden, hem veli, hem de akıncı başı olduğu kabul edilen bu zatın I. Haçlı seferi sırasındaki savaşlara katıldığı, bu ve benzeri hizmetlerinden dolayı Selçuklular tarafından adına bir türbe yaptırıldığı rivayet edilmektedir.
Halk arasında onunla ilgili şöyle bir olay anlatılmaktadır: Seferberlik sırasında oraya birkaç eşkiya gelerek sığınır. Aralarından birisi velinin uzun sandukasını görünce, elini üzerinde gezdirerek, “Bu kadar boyun varsa vebalını boynuna mı?” der ve adeta onunla alay eder. Çok geçmeden bu sözleri söyleyen eşkiyanın sandukaya dokunan eli diğer bir eşkiya tarafından kesilir.
Omuzu Gürzlü’nün sağlığında çok iyi sapan kullandığı hatta onun sapanla attığı taşlan “Yavaş Yavaş” diyerek Yavaş ovasına düşürdüğü de anlatılmaktadır. Omuzu Gürzlü türbesi, Evliya dağındaki diğer velilerle birlikte ziyaret edilir ve burada da değişik niyet ve maksatlarla kurban kesilir. Halk arasında Şeyh Turesan’ın yedi kardeşinin olduğundan bahsedilmekte, bunlardan Şeyh Şaban ve Omuzu Gürzlü’nün aynı yörede yattıkları söylenmektedir.
Şeyh’in türbe kapısının hemen önünde tek parça halinde düz ve uzun taşlar mevcuttur. Bu taşların bazı yerleri aşınmış bulunmaktadır. Halk arasında bu aşınmalar, Şeyh’in burada namaz kılması ve secde azalarını koymasından ileri geldiği şeklinde yorumlanmaktadır.
Tekke içerisindeki karanlık odalardan birinde, bir insanın ancak sürünerek geçebileceği bir menfez vardır ki buradan geçenin günahlarının affolunacağına inanılmakta ve buraya Günah deliği adı verilmektedir. Türbeye çocuğu olmayanlar çocukları olması için, hastalar şifa bulmak, çiftçiler ise yağmur duası maksadıyla gelirler. Ziyaret sırasında dileyen kurban keser, dileyen de sadace namaz kılıp dua eder.
Şeyh Şaban Türbesi
Türbe, Şeyhşaban köyün kuzeybatısında bulunan köy camisinin kıble tarafından camiye ait avlu kapısının sağında yer almaktadır. Kitabesi olmadığından kim tarafından ve ne zaman yapıldığı belli olmayan türbenin içinde yatan zatın tarihi kişiliği hakkında da kesin bir bilgi mevcut değildir.
Şeyh Kumalı Türbesi
Şeyh Kumalı Osmanlı döneminde, Kara Mustafa Paşa zamanında yaşamış, Paşanın İncesu’ya gelmesi sırasında onunla muhatap olmuş veli olduğuna inanılan bir zattır. Anlatıldığına göre, Şeyh bir gün tarlada çift sürerken öküzü ölür. Hemen o sırada Gökdağ’ın ormanlarından bir arslan gelerek öküzün yerini alır ve şeyh çift sürmeye devam eder. Diğer bir anlatışa göre, Şeyh, Kara Mustafa Paşa’nın sefere gitmekte olan ordusunun önüne çıkarak Paşa’ya “Ordunun karavanasını ben hazırlayacağım” der ve kazana bir miktar bulgur, yağ koyarak yemek pişirip bununla bütün askeri doyurur. Paşa, Şeyh Kumalı’nın kerametini anlayınca “Benim at firik arpa istiyor” der. Bunun üzerine Şeyh, bir tepenin arkasına dolanır ve bir süre sonra arpayı alır gelir. O mevsimde firik arpanın sadece Şam taraflarında bulunabileceğini bilen Paşa, Şeyhin büyüklüğünü bir kere daha anlamış olur. Köy halkı yağmur duası için bu türbeye gelir, yemekler yapılarak kurbanlar kesilir ve yağmur yağması için topluca dua edilir.
Şeyh Aslan
İncesu çevresinde birçok yatır ve ziyaret yerleri daha mevcuttur. Ancak burada bulunanların efsanevi kişilikleri bile pek bilinmemektedir. Örneğin bunlardan Şeyh Aslan, Evliya dağında yatmakta olup; yıllarca gerek Haçlılar’la, gerekse başka düşmanlarla mücadele etmiş bir eren olarak bilinmektedir. Bu yatırın bulunduğu yerde cinsi münasebette bulunduğu söylenilen bir oğlanla bir kızın taş kesildiği de anlatılmaktadır. Ayrıca Şeyh Şaban köyünün kuzeydoğusunda yer alan Evliya dağının doruğunda Emir Çoban tarafından yapılmış içinde yatanın Evliya olarak bilindiği bir türbeden de bahsedilmektedir.
Yedi Kardeşler
Kızılören’de, geceleri ışık yandığına inanılan yedi kardeşlerin bulunduğu bir ziyaret yerinden de bahsedilmekte ise de, hakkında yeterli bilgi mevcut değildir.
Kaynak ; Kayseri Ansiklopedisi
Kayseri ve Çevresinde Ziyaret Yerleri , Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Kayseri’nin Manevi Mimarları , Muhsin İlyas Subaşı , Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
Kayseri İlmiye Tarihinde Meşhur Mutasavvıflar , Ali Rıza Karabulut , Seyyid Burhaneddin Vakfı
Kayseri Uleması , H. Mehmed Zeki Koçer