Siirt – Tillo’da merkezde Türbe-i şerifinde
Receb 1067 (19 Nisan 1657) tarihinde Siirt’in Tillo köyünde (Aydınlar ilçesi) doğdu. Asıl adı İsmail’dir. Hayatı hakkındaki bilgiler Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Mdrifetname’sine dayanmaktadır. Hz. Peygamber’in amcası Abbas’ın soyundan geldiği söylenen dedesi Abdülcemal ve babası Kasım Tillo’da müderrislik yapmışlardır. İsmail’in eğitimiyle bizzat babası meşgul oldu. Yirmi dört yaşına geldiğinde tahsilini tamamlayarak medresede ders vermeye başladı. Babası vefat edince de Tillo’daki caminin imam ve hatibi oldu. İbrahim Hakkı onun genellikle Arapça konuştuğunu söyler.
Dinin emirlerini büyük bir hassasiyetle yerine getiren, kendi işini bizzat yapmaktan, tarlada çalışarak el emeğiyle geçinmekten hoşlanan Faklrullah’ın kırk yaşında iken geçirdiği ruhi değişim onun manevi hayata daha çok yönelmesine sebep oldu. Hacdan döndükten sonra bir gece yatsı namazı için camiye giderken bi! kör kuyuya düştü ve burada mazhar olduğu manevi haller sonucunda sekiz yıl süren bir vecd ve istiğrak dönemi yaşadı. Çevresinde toplanan müridlerinin başında Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın babası Molla Osman Hüsnü ile Molla Muhammed gelir. İbrahim Hakkı küçük yaşta babasıyla birlikte onun sohbetlerine katılmış, faziletlerini ve dini hayatını yakından görerek etkisi altında kalmıştır.
Marifetname’de onun Faklrullah unvanını alma sebebi ve hangi tarikata mensup olduğu hususunda bilgi yoktur.İbrahim Hakkı dolayısıyla bu konu üzerinde duranlar Fakirullah’ın Nakşibendi veya Kadiri- Nakşibendi olabileceğini belirtmişlerdir. Marifetname’de Nakşiben diliğe özel bir bölüm ayrılmış bulunması onun Nakşibendi olması ihtimalini güçlendirir. Ayrıca bu eserde Üveysi olduğu, doğrudan Hz. Peygamber’in ruhaniyetinden faydalandığı da anlatılır. Hayatının son yıllarında zamanını daha çok müridi ve halifesi İbrahim Hakkı ile sohbet ederek geçiren Fakfrullah’ın şöhreti her tarafa yayıldığından birçok devlet adamı kendisini ziyarete geliyor veya ona mektup gönderiyordu. Hatta bazı sosyal ve siyası meselelerin çözümü için yardım ve himmeti isteniyordu. İbrahim Hakkı, “mürşid-i kamil” olarak nitelediği şeyhinin mütevazi yaşayışı ve ahlakı hakkında ayrıntılı bilgi verir.
Uzun murakabe halleriyle tanınan Fakirullah 1147 (1734) yılında tekrar istiğrak haline girdi. Bir cuma akşamı kendine gelince aile fertlerini ve müridierini toplayarak vasiyette bulundu ve ardından vefat etti. Cenaze namazı büyük oğlu Abdülkadir tarafından kıldırıldı. Defnedildiği yere yapılan türbeye güneş ışınları, 21 Mart ve 23 Eylül günleri 40 X 40 santimlik bir pencereden girip kubbesinde bulunan bir prizmadan geçerek sandukanın baş tarafını aydınlatıyordu. Ancak bu sistem günümüzde bozulmuş durumdadır. Tillo’da daha sonra İbrahim Hakkı tarafından yaptırılan dergahta pek çok kimse eğitim gördü, birçok talebe tahsil yaptı. Fakfrullah’ın türbesi inşa edildiği tarihten itibaren özellikle bölge halkı tarafından sürekli ziyaret edilmiş tir ve günümüzde de bu özelliğini koru- maktadır. Şeyhin şahsi eşyaları zamanı mıza kadar muhafaza edilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA :
İbrahim Hakkı Erzurumi, Marifetrıame, Kahire 1255/1839, s. 504, 520; Hüseyin Vassaf, Se{fne, ll, 152; İslam Alimleri Ansiklopedisi, istanbul, ts., XVI, 318; Evliyalar Ansiklopedisi, istanbul
1992, VI, 129-144.
Kaynak ; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi , Hayrani Altıntaş , 12. cilt , sayfa 132