İzmirli İsmail Hakkı Efendi

tarafından
175
İzmirli İsmail Hakkı Efendi

ankara – cebeci asri mezarlığı

Osmanlıların son döneminde yetişen ve yeni ilm-i kelam hareketini temsil eden alim, 1869’da İzmir’in İkiçeşmelik semtinde Kıratlı sokağında dünyaya geldi. Çubukçu Hüseyin Efendi’nin torunu ve yedek Yüzbaşı Hasan Efendi ile Giritli Hafize Hanım’ın oğludur. Küçük yaşta iken babasını kaybetti ve kardeşiyle birlikte annesi tarafından yetiştirildi.

Tahsili
İzmirli İsmail Hakkı, dört yaşında iken okula başladı. Okumaya çok hevesli idi. Boş zamanlarını oyun oynamakla değil, çocukları toplayıp onlara ders okutmakla vakit geçirirdi. İlk tahsilini – yaptıktan sonra babasının amcası olan A’ma Hafız’dan hafızlığını tamamladı. Bir yandan medrese dersleri alırken öte yandan da rüşdiyeyi bitirdi. 13 Ocak 1890’da İstanbul’a gitti ve Darülmüallimin-i Aliye’nin ilk talebeleri arasına girdi. 1892’de Edebiyat Şubesinden mezun oldu. Medrese tahsiline İstanbul’da da devam eden İsmail Hakkı, Fatih dersamlarından Hafız Ahmed Şakir Efendi’den okuyup icazet almıştır. İsmail Hakkı ayrıca Hüseyin el-Ezheri’den Şazeliye tarikatından icazetname almıştır. Çeşitli görev ve hizmetlerde bulunduktan sonra Üniversite teşkilatında da ordinaryüs profesör olmuştur.

Bulunduğu Görevler
İstanbul’un çeşitli mekteplerinde muallim, müderris ve müdür olarak görev yapan İsmail Hakkı, Maarif Vekaleti’nin Encümen-i Teftiş ve Muayene Hey’etinde görev aldı (1896). Bu sırada üstün zeka ve çalışkanlığını takdir eden, devrin Maarif Vekili Zühdü Paşa, İzmirli’yi çocuklarının özel hocalığına tayin etti. Mülkiye Mektebi’nde Arapça, akaid-i İslamiye ve usul-i fıkıh dersleri verdi. Daha sonra Darülmuallimin-i Aliye’de tarih mualimi oldu. 1907-1908’de Darüşşafaka müdürlüğünde bulundu. Ardından 1908-1909’da Darülmuallimin-i Aliye müdürlüğü yaptı. Bu arada eğitim sisteminde ıslah programları çerçevesinde kurulan Cemiyyet-i Tedrisiyye-i İslamiyye içinde yer aldı.

22 Haziran 1909’da tayin edildiği Darülfunun hocalığına emekliye ayrıldığı 1 Ekim 1935’e kadar aralıklarla devam etti. 1909-1913 tarihleri arasında Ulum-i Diniyye ve edebiye şubelerinin müdürlüğünü yaptı. Darülfünun’daki beş yıllık hizmeti ve ilmi yayınlarıyla dini ilimler alanındaki ehliyetini ispatlayan İsmail hakkı, medreselerin ıslahı projesi çerçevesinde kurulan Darü’l-Hilafeti’l-Aliyye’de müfettişliğe tayin edildi (1914-1918).

İlginizi Çekebilir  Hacı İvaz Paşa

191S’te Süleymaniye Medresesi’nin açılması üzerine Kelam Şubesi’nin felsefe-i İslamiyye tarihi (daha sonraki adıyla Hikmet-i İslamiyye) müderrisliği de ona verildi ve 1923’e kadar bu dersi okuttu. Ayrıca Menbaül irfan’da felsefe dersiyle Medresetü’l­ İrşad ve’l-Vaizin şubesinde kelam ve felsefe tarihi derslerini okuttu. Bu arada tekrar Darülfünun’da felsefe-i İslamiye tarihi müderrisliğine 1919’da başladı. Darü’l-hikmeti’l­ İslamiye’de üyeliğinin yanı sıra bir süre reis vekilliği, bir müddet de reislik yaptı.

İzmirli, Ankara’da Umur-i Şer’iyye ve Evkaf Vekaleti bünyesinde kurulan Tedkikat ve Telifat-ı İslamiyye Hey’etinde de 16 Ekim 1922-10 Şubat 1924 tarihleri arasında üye, reis vekili ve reis olarak çalıştı. Bu sırada Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kapatılan medreselerin yerine Darülfünunun yeniden yapılanması üzerine İzmirli İstanbul’a döndü. İstanbul ilahiyat ve Edebiyat fakültelerinde müderrislik yaptı. 1931’de İlahiyat Fakültesi’nin reisliğine getirildi. Yaş haddinden emekliliği gelince Vekiller Hey’eti Kararıyla görev süresi bir yıl daha uzatıldı ve 1 Ekim 1935’te emekliye ayrıldı. Bundan sonraki hayatını da ölünceye kadar ilmi faaliyetlerle geçirdi. 90 lira asli maaş ile ordinaryüs profesörlükle emekliye ayrılmıştır.

Yetiştirdiği Öğrencilerden Bir Kaç Örnek
Başbakan Şükrü Saracoğlu, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, eski milletvekillerinden Nevzat Ayaz, Diyanet İşleri eski Başkanı Ahmed Hamdi Aksekili, Prof. Ragıp Hulusi, Prof. Nimet Öztürk, eski İstanbul Valisi Süleyman Sami, Bakanlık müfettişlerinden Osman Pazarlı, İstanbul Erkek Lisesi Müdürü Celal Efendi, İstanbul İmam Hatip Lisesi eski müdürü Mahmud Celaleddin Ökten (Celal Hoca), İstanbul Milli Eğitim Müdürü Murad Uras, tarih öğretmeni Zekai Konrapa. Bunlar gibi tanınmış birçok yüksek mevkilerde görev yapmış zevat!.

Meslek hayatını çok yoğun biçimde geçiren İzmirli İsmail hakkı birçok cemiyet ve teşekküllerde faaliyetlerde bulunmuş, dönemin hemen bütün ilmi komisyonlarında yer almıştır.

Bu ilmi ve idari hizmetlerinden dolayı İzmirli’ye, Darül mualleme-i Aliye’de birçok rütbe ve nişan verilmiştir. Mercan Mülkiye İdadisi’nde iken üçüncü rütbeden Meddi, Encümen-i Teftiş ve Muayene memuru iken dördüncü rütbeden Osmani nişanları alan İzmirli’nin rütbesi daha sonra Mülkiye’ye çevrilmiş, ardından sınıf-ı sani rütbesiyle ödül indirilmiştir. Ayrıca Fransa hükümeti tarafından akademi nişanına layık görülmüştür.

İlginizi Çekebilir  Burmalı Sultan

Maarif çalışmalarına yaptığı hizmetlerinden dolayı kendisine önce ikinci ardından birinci rütbeden Maarif nişanları verilmiştir.

Evlenmesi

İzmirli, Mercan İdadisi’nde muallim iken 1313’te Nakşibendi tarikatı şeyhlerinden Lüleburgaz Kadısı Süleyman Necati Efendi’nin büyük kızı Nuriye Hanım’la evlenir. Bu evlilikten 1315’te Celaleddin adında bir oğlu dünyaya geldi. ilk erkek evladının doğumundan çok memnun olan baba şöyle der:

Ya Rab bisaz sahip Kemal Doğdu o şeb mahi celal Şaban idi seb’a aşar Hakkı kulun oldu peder.

1316’da Necmeddin adında ikinci oğlu ve 1322’de de Nureddin adında üçüncü oğlu dünyaya geldi. Nureddin on günlük iken vefat etti. Eşi Nuriye Hanım da 1325’te verem hastalığından İstanbul’da vefat etti. Nuriye Hanım’ın vefatından dokuz ay sonra Kadıköyü’nde Mütevelli Aziz Efendi’nin kızı Kadriye Hanım ile evlenir. Bu evlilikten de Hayreddin adında bir oğlu olur. Oğlu Celaleddin hocamızın beyanına göre, ikinci evlilikten sonra babası şu beyti çok söylerdi:
Çünkü vakfeyledin ciheti aşka tenin Mütevelli kızı sevmek ne vazifendi senin

Eserleri

İzmirli’nin basılmış 55 eseri vardır. Basılmamış eserleriyle birlikte bu rakam 100’ü bulmaktadır.

İzmirli İsmail Hakkı Kütüphanesi

Titiz bir kitap arayıcısı ve okuyucusu olan İzmirli, Türkçe, Arapça ve Fransızca olarak yazmış olduğu kütüphanesini Süleymaniye Kütüphanesi’ne vakfetmiştir. Süleymaniye Kütüphanesi içinde bulunan İzmirli İsmail Hakkı Kitaplığı 275’i yazma ve 4110’u matbu olmak üzere, 4385 kitaptan oluşmaktadır. Daha sonra oğlu Celaleddin İzmirli’nin kattığı kitaplarla kitaplık zenginleştirilmiştir.Kütüphane, bilhassa İzmirli’nin basılmamış eserlerinin nüshalarını ihtiva etmesi ve düşüncelerinin kaynaklarının göstermesi bakımından önem taşımaktadırı Oğlu Celaleddin’ln beyanına göre:  ”kitapların tamamını babası kendi parasıyla tedarik etmiştir.”
Kitaplıkta Arapça, Türkçe ve Fransızca’nın dışında yazılmış tıp, matematik, coğrafya, iktisat, hukuk, tabiiye ilimleriyle ilgili eserler de vardır. İzmirli’nin ayrıca kendi branşı haricinde olan 48 ciltlik askeri ilimlere ait eserleri mevcuttur. Bu itibarla anılan kitaplıkta, her yönden ve herkesin faydalanabileceği kitaplar vardır.
Vefatından yaklaşık üç ay sonra (20 Nisan 1946 tarih ve 493 sayılı) devrin Milli Eğitim Bakanı’nın imzasıyla gelen bir yazıda: “Türk ilim ve irfanına hayatı boyunca değerli hizmetlerde bulunmuş ve kitap koleksiyonlarını Süleymaniye Kütüphanesi’nde irfanımıza armağan etmek suretiyle de örnek alınmaya değer yüksek bir feragat göstermiştir.” diyerek sitayiş karane bir dil ile izmirli’yi takdir etmiştir.

İlginizi Çekebilir  Abdülfettah Bağdadi El - Akri (k.s.)

Vefatı
İzmirli bünye itibariyle sağlam idi. Hayatında yalnız bir defa tifo gibi bulaşıcı bir hastalık geçirmişti. 1921’de şeker hastalığına tutulmuş ve uzun zaman oğlu Dr. Necmeddinin tavsiyesi istikametinde rejim yapmak suretiyle hastalığın ilerlemesine mani olundu. Vefatından yaklaşık bir ay önce (26 Aralık 1945) Kadıköyü’nde Cevizlik’teki evinden Ankara’da bulunan küçük oğlu Hayrettin’in yanına gitti. Orada ağırlaştı ve 31 Ocak 1946 Perşembe günü, saat 18.30’da rahmetlik oldu.

Cenaze Töreni
2 Şubat 1946 Cumartesi günü, Ankara’da Hacı Bayram Veli Camii’nde öğle namazından sonra cenaze namazı kılındı. Büyük bir kalabalıkla tabutu eller üzerinde, Hacı Bayram Camii’nden Belediye önüne kadar götürülerek orada tabut cenaze arabasına konarak Cebeci asri mezarlığına götürüldü. Burada 149 numaralı kabre defnedildi. Yeri Cennet, makamı ali olsun! Allah gani gani rahmet eylesin! Amin!

Cenazede Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, milletvekillerinden Reşat Şemseddin, Nevzat Ayaz, Emniyet Genel Müdürü Osman Sabri, Diyanet işleri Başkan Yardımcısı Ahmed Hamdi Aksekili, Posta Telgraf Müdürü Hikmet… ve daha birçok zevat hazır bulunmuşlardır.
Radyo gazetesi muharriri Nurettin Artam, üstadın ölümü münasebetiyle şu beyti yazmıştır:

Kaynak ; Yolumuzu Aydınlatanlar -1 , Yahya Kutluoğlu , İbb Yayınları