Manisa – Akhisar – Akhisar – Karaköy’de
Akhisar-Sındırgı karayolunun 14. kilometresindeki Karaköy’ün güneyinde çamlarla kaplı bir tepede yer alan Karaca Ahmet’in türbesi yer alır . Karaca Ahmet’in mezarı, köyün mezarlığının bir hayli uzağındadır. Gerçi türbenin güneybatı tarafındaki fundalıklar arasında eski bir mezarlık bulunmaktadır, ama bu mezar bu gün tamamen fundalıkların altında kalmıştır. Türbenin yakın zamanda yapıldığı, kullanılan malzemeden anlaşılmaktadır. Türbenin içerisindeki tek mezar Karaca Ahmet’e aittir. Türbede ve Karaca Ahmet’in mezarında herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Mezarın uzunluğu normal bir mezarın uzunluğundan fazladır. Altı adım (yaklaşık 4.5 metre) uzunluğundaki mezarın üzerindeki betonun da yakın tarihlerde döküldüğü görülmektedir. Beton mezarın üzeri yeşil örtülerle kaplanmıştır. Mezarın baş kısmında insan başı şeklinde bir taş bulunmaktadır. Bu taşa da yeşil örtü örtülmüş, taşın üzerine geçirilen beyaz bir tesbihle bu örtü tutturulmuştur. Mezarın baş tarafına gelen yerde yaklaşık otuz santim derinliğinde iki delik bulunmaktadır. Bu deliklerin hemen yanında ise üç su testisi durmaktadır. Bu delikler dışında türbenin tabanı tamamen halıyla kaplanmıştır.
Türbenin güneydoğu kısmında sonradan yapıldığı belli olan bir cami ve türbenin giriş kapısının hemen karşısında da bir şadırvan bulunmaktadır. Türbenin kuzey tarafında ise üzeri kiremitle kaplı odalar vardır. Eskiden türbenin bir külliye halinde olduğu anlaşılıyor. Ancak, zamanla bu külliye tahrip olmuş, harabe haline gelmiştir. Türbenin l950’li yıllardaki halini tasvir eden Müderrisoğlu, kerpiçten inşa edilen türbenin etrafında hiçbir bina olmadığını, yalnız türbenin doğusunda ve hemen yakınında bir çeşme ile bina enkazı olduğunu yazmaktadır.
Geçen zaman içerisinde Karaköy halkı türbeye sahip çıkmışlar ve güçlerinin yettiğince türbeyi onarmışlardır. Vaktiyle buradaki bina kalıntıları aslına uygun olmasa da yeniden inşa edilerek kullanılır hale getirilmiştir. Yapılan onarımlar sırasında türbenin giriş kapısının yeri de değiştirilmiştir. Bu gün türbenin kapısı doğuya bakmaktadır. Ancak, türbenin kuzeye bakan duvarındaki basamaklardan ve taşlardan, eskiden türbenin girişinin kuzeyden olduğu anlaşılmaktadır.
Karaca Ahmet türbesinin Karaköy ve çevre çiftçiler için önemi pek fazladır. Köylüler, Karaca Ahmet’in kendilerini tehlikelerden, afetlerden koruduğuna inanmaktadır. Ekim ayında mahsul kaldırıldıktan sonra köylüler ovadan köylerine inmektedirler. Köylerine gelen çiftçilerin ilk yaptıkları iş Dede olarak adlandırdıkları Karaca Ahmet’in türbesini ziyaret etmek, türbede kurbanlar keserek etlerini dağıtmak ve çeşitli hayırlar yapmaktır. Karaköylüler, türbe ziyaretlerini genellikle cuma günleri yapmaktadır. Adağı olan, dileği olan köylüler cuma günleri namazdan sonra Karaca Ahmet’in türbesini ziyaret ederek, adakta bulunmaktadır. Dışarıdan gelenler ise ziyaretlerini daha çok pazar günleri yapmaktadır.
Türbedeki adak adama, dilek dileme çeşitli ibadet şekillerine bağlanmıştır. Adakta bulunacak kişiler türbede iki rekât namaz kılıp, “Karaca Ahmet’in yüzü suyu hürmetine!”,diyerek adakta bulunmaktadır. Dileğinin yerine gelmesinden sonra kişi tekrar türbeye gelip iki rekat şükür namazı kılıp yanında getirdiği kurbanı burada kestirmektedir. Adak kurbanı kestiren kişi kurbanın ancak sağ böbreğini yiyebilir. Girişeceği bir işin hayırlı olup olmadığını öğrenmek isteyen kişiler ise türbede yine iki rekât namaz kıldıktan sonra türbenin içindeki tespihlerden birini imamesinden tutarak aşağıya sarkıtmakta, serbest kalan tesbihin sağa dönmesi halinde bu işin hayırlı olacağını; sola dönmesi halinde ise bu işin hayırlı olmayacağına hükmedilmektedir. Bu inanışlardan başka, türbede mum yakmak, çevredeki ağaçlara bez bağlamak gibi davranışlar da görülmektedir. Mezarın baş tarafındaki mum kalıntıları ve türbenin batısındaki ağaçlara bağlanmış bezler, bu inanışların yaygın olarak yaşadığını gösterir. Çocuğu olmayan kadınlar, türbe ziyaretinde çocuk sahibi olmak için dilekte bulunduktan sonra ellerini mezarın başucundaki deliklerden birine sokmakta ve delikten eline geçirdiği taşı, toprağı, kumu, tahta parçasını yutmaktadır. Bazen delikten böcek yakalayan kadınların bu böceği yuttukları bile anlatılır. Yutulan bu nesnenin doğacak çocuğun alnında şekilleneceğine inanılır.
İnanışa göre, türbenin içinden, çevresinden, türbenin yakınındaki ormandan bir şey alıp götürmek kişiye zarar vermektedir. Ağaçlardan bir dal bile koparıp götürmek insanın başına dert açabilmektedir. Adağı yerine gelen kişi türbede adak kurbanını kestiğinde kurbanın etini de evine götürememektedir. Bunun için bir uyarı yazısı türbenin girişine asılmıştır. Kesilen kurbanın derisi ise türbede görevli kasaba kalmaktadır.
Köyün adı, bu velînin adından gelmektedir. Akhisar ve çevresinde Karaköy Dedesi olarak bilinen Karaca Ahmet’in türbesi, sadece bu çevrenin değil bütün Batı Anadolu’nun önemli ziyaret yerlerinden biridir.
Kaynaklar ; Manisa Evliyaları , Abdulhalim Durma