Ana Sayfa>Genel(Sayfa 143)

Şeyh Mahmut Sadık Dede

Şeyh Mahmut Sadık Dede ; İzmir – Tire’de İlçe merkezine 5 km mesafedeki Kaplan köyünün batı yakasında dere kenarında

Bugün türbe tamamen yıkılmış olup sadece temel kalıntıları görülmektedir. Türbe, belgelerde çatılı olarak verilmektedir. Türbe alanı içinde, Girit fatihi vezir kaptan-ı derya Kaplan Ahmet Paşa ile Üsküdar Mevlevi şeyhi Mahmut Sadık Dede’nin mezarları bulunmaktadır. Yola yakın bölümdeki mezarda Kaplan Ahmet Paşa yatmaktadır.

Mezar taşında ; ” Hü Dost kutbül arifin sultan el kilici eşşeyhü Kaplan Baba ruhu için el fatiha”, ifadeleri kullanılmıştır. Kitabede tarih yoktur. Ancak, Kaplan Ahmet Paşa’nın 17.yüzyılın ikinci yarısında vefat ettiği bilinmektedir. Evliya Çelebi, Girit’in fethine gidilirken kadırgaya onun bindirdiğini yazmaktadır.

KAPLAN AHMET PAŞA sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın eniştesi olup Tire’ye sürüldükten sonra Arpacılar (Kaplan) köyünde oturmaya zorlanır. Bu ünlü daha sonra, hem köye adını verecek hem de Tire’ye inen su yolları ve çeşmeleriyle gözde bir ad olacaktır. Özellikle Tire’nin Ertuğrul, Dumlupınar, Ketenci, Turan ve Cumhuriyet Mahallelerinin su şebekeleri önemli ölçüde Kaplan Ahmet Paşa tarafından sağlanmıştır. Ve bu su hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için de önemli vakıflar bırakmıştır. Yaşamını daha sonra kendi adı verilecek olan Arpacılar’da sürdürmüş ve burada ölmüştür.

Diğer kitabe Mahmut Sadık Dede’ye aittir ve kitabede tarih vardır.
Kitabesinde :
“Sabıkan Galata Mevlevihanesinde şeyh olan Yeğen Ali Paşazade eş-Şeyh Numan Bey’in halifesi merhum ve Mağfur eş-Şeyh Muhammed Sadık Dede. 1207” yazılıdır.
Sadık Dede Üsküdar Mevlevihanesinde kendisine verilen görev gereği Mevlevihanenin vakfiyesinde bulunan Mahmutlar Çiftliğinin bulunduğu esnada vefat eder ve Kaplan Dede namıyla anılan kabrin yanına defnedilir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Kaplan Paşa Türbesi

Kaplan Paşa Türbesi ; İzmir – Tire’de İlçe merkezine 5 km mesafedeki Kaplan köyünün batı yakasında dere kenarında

Bugün türbe tamamen yıkılmış olup sadece temel kalıntıları görülmektedir. Türbe, belgelerde çatılı olarak verilmektedir. Türbe alanı içinde, Girit fatihi vezir kaptan-ı derya Kaplan Ahmet Paşa ile Üsküdar Mevlevi şeyhi Mahmut Sadık Dede’nin mezarları bulunmaktadır. Yola yakın bölümdeki mezarda Kaplan Ahmet Paşa yatmaktadır.

Mezar taşında ; ” Hü Dost kutbül arifin sultan el kilici eşşeyhü Kaplan Baba ruhu için el fatiha”, ifadeleri kullanılmıştır.
Kitabede tarih yoktur. Ancak, Kaplan Ahmet Paşa’nın 17.yüzyılın ikinci yarısında vefat ettiği bilinmektedir. Evliya Çelebi, Girit’in fethine gidilirken kadırgaya onun bindirdiğini yazmaktadır.

KAPLAN AHMET PAŞA sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın eniştesi olup Tire’ye sürüldükten sonra Arpacılar (Kaplan) köyünde oturmaya zorlanır. Bu ünlü daha sonra, hem köye adını verecek hem de Tire’ye inen su yolları ve çeşmeleriyle gözde bir ad olacaktır. Özellikle Tire’nin Ertuğrul, Dumlupınar, Ketenci, Turan ve Cumhuriyet Mahallelerinin su şebekeleri önemli ölçüde Kaplan Ahmet Paşa tarafından sağlanmıştır. Ve bu su hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için de önemli vakıflar bırakmıştır. Yaşamını daha sonra kendi adı verilecek olan Arpacılar’da sürdürmüş ve burada ölmüştür.

Diğer kitabe Mahmut Sadık Dede’ye aittir ve kitabede tarih vardır.
Kitabesinde :
“Sabıkan Galata Mevlevihanesinde şeyh olan Yeğen Ali Paşazade eş-Şeyh Numan Bey’in halifesi merhum ve Mağfur eş-Şeyh Muhammed Sadık Dede. 1207” yazılıdır.
Sadık Dede Üsküdar Mevlevihanesinde kendisine verilen görev gereği Mevlevihanenin vakfiyesinde bulunan Mahmutlar Çiftliğinin bulunduğu esnada vefat eder ve Kaplan Dede namıyla anılan kabrin yanına defnedilir.

[toggle title=“Kaynaklar load=”hide”] Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun
[/toggle]

Şeyh Nasurettin Türbesi

İzmir – Tire’de Şeyh camii yanında

Şeyh Camiinin doğu duvarına bitişik, çatılı türbe de ailesiyle birlikte yatan şeyh Nasurettin, Cami, sıbyan okulu ve hamamdan oluşan külliyenin sahibidir. Çatılı mekan sanatsal değerden yoksundur. Türbe de kitabe yoktur.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Musa Bey Türbesi

Musa Bey Türbesi ; İzmir – Tire’de Çeşme Alanı sokakta.

Aydınoğlu İsa Beyin oğlu Musa Beye ait olan türbe ayakta kalabilmiş türbelerdendir. Musa Bey’in 1405 tarihinde öldüğü varsayılırsa türbenin de bu yıllarda yapıldığı söylenebilir. Musa Bey, Ankara Savaşından sonra Timuru Tirede ağırlayan Aydınoğulları son beylerinden biridir.
Türbe İzmir ili, Tire ilçesi, Duatepe Mahallesi, Çeşme Alanı sokakta yer alır. Yapı; 15. Yüzyıl erken Osmanlı Dönemi yapısıdır. Şehrin şu an iskan alanı dışında kalan yapı, Aydınoğulları Beyliği dönemi yapısıdır.Sekizgen gövde üzeri yine sekizgen kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçişlerde pandandif kullanılmıştır. Giriş cephesi yanlara doğru genişletilmiş olup, bu durum karşıdan bakıldığında yapının kare kübik planda olduğu izlenimini verir. Aynı durum Kara Kadı Necmettin Türbesinde de görülür. Güney cephesinde mihrap nişi bulunan yapı, mihrabın iki yanındaki sivri kemerli pencereler ile doğu ve batı cephelerinin üstündeki küçük pencereler ile aydınlanır. Türbenin içinde bugün kabir bulunmamaktadır. Yapı malzemesi olarak taş ve tuğla kullanılmış olan yapı bugün harap durumdadır. Kubbenin büyük bölümü çükmüş vaziyettedir. Kitabesi yok olmuş olan yapının 15. Yüzyıl başlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Kaynak
Devlet Arşivlerinde Tire, A.Munis Armağan, 2003.
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Emir Sasa Bey – Kesikbaş Türbesi

Kesikbaş Türbesi  ; İzmir – Tire ‘de , ilçenin Selçuk girişinde yol üzerinde

Tire’nin güney batı ucunda, ilçeye Selçuk yönü girişinin yakınındaki mezarın bir kitabesi bulunmamaktadır. Türbede; kara selvi ağaçlarının altında, dört taraf alçak duvarla çevrili gösterişsiz bir mezar bulunur. Bazı tarihi kaynaklarda ve rivayetlere dayandırılarak bu mezar , Tire’nin ilk fatihi Sasa Bey’e ait olduğu kabul edilmektedir.

Tire’nin ve Batı Anadolu’nun Türkler tarafından fethi sürecinde çok önemli bir yer tutan Sasa Bey; 1308 yılında Menteşeoğulları’nın önderi olarak kendisine bağlı aşiretlerle birlikte Büyük ve Küçük Menderes Havzalarını Bizans’ın elinden alarak bir türk toprağı haline getirmiştir. Bölgenin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynayan Türk Tarihi’ndeki önemli kahraman kumandanlar arasında yerini almıştır.

Menteşe Bey’in damadı olduğu bilinen Emir Sasa Bey’in , fetihleri esnasında 30’lu yaşlarda olduğu bilinmektedir. Bu dönemde Sasa Bey ile kendi eşiti olan Aydınoğlu Beyliğinin kurucusu Aydınoğlu Mehmet Bey bölgede hakimiyet mücadelesine girmiş ve araları açılmıştır. Sasa Bey; 1309’da Aydınoğlu Mehmet Bey’in başkenti Birgiyi yağmalamış bu nedenle iki beylik arasında 1310 yılında Tire’de bir savaş olmuştur. Sasa Bey, bu savaşta esir düşmüş ve başı kesilerek idam edilmiştir. Bu nedenle türbeye ” Kesikbaş Türbesi” denilmiştir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Işıklar Türbesi

Işıklar türbesi,İzmir – Tire’de ilçeye altı km. mesafede bulunan Işıklar köyü yolunun iki km. girişinde ve yolun solunda eski köy kabristanı (Işıklar Zaviyesi) içinde yer almaktadır

Beylikler Devri türbesi olmasına rağmen kime ait olduğu belli değildir. Kabristan girişinde ve yüksekçe bir tepe konumuna sahip türbenin küçük tahribatlar olmasına rağmen oldukça iyi korunduğu görülür. İnanışa göre türbede bir kadın yatmaktadır. Türbenin Aydınoğlu İsa Bey’in kızı Hafsa Hatun’a ait olabileceği ihtimali vardır. Zira, türbenin bulunduğu bahçedeki zaviyenin “Çeyiz Parası” ile yapıldığı söylentisi Tire’deki Hafsa Hatun Zaviyesi için de söylenmektedir. Hafsa Hatun’un bugüne kadar bir türbesi ya da mezarı belirlenebilmiş değildir. Işıklar arazisi aynı zamanda Hafsa Hatun’un kardeşi Musa Bey’in vakıf arazileri içinde göründüğü gibi, diğer Hafsa Hatun’un (Süleyman Şah’ın torunu) 1418 tarihli vakfiyesine göre bu bölgenin Aydınoğulları’na ait olduğu da açıktır.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

İsa Baba – Tire

İsa Baba Türbesi ; İzmir – Tire ilçesi Hisarlık Köyü yakınında, Balım Sultan Türbesinin kuzeydoğusunda

Türbenin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber türbe içerisindeki iki mezardan birisinin üzerinde İsa isminin yazılı olmasından ötürü İsa Baba Türbesi ismi verilmiştir. Bölgede yapılan diğer türbeler dikkate alındığında bu türbenin de XIV. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Türbe moloz taş ve tuğladan 4.92×494 m. ölçüsünde kare planlıdır. Üzeri pandantifli kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Ancak bu kubbe düzgün bir şekil göstermektedir. Türbenin batı kenarında, kenara kaydırılmış giriş kapısı bulunmakta olup, herhangi bir özellik göstermemektedir. Duvarlardan biri üzerindeki dikdörtgen söveli tek bir pencere ile içerisi aydınlatılmıştır.

İsa Baba Türbesi, Balım Sultan zaviyesi bahçesinde yer almaktadır. Yapı karakteri bakımından Balım Sultan Türbesinden daha küçük boyutludur.

Türbede iki yatır bulunmaktadır. Bunlardan birinin İsa Baba’ya, diğerinin de eşine ait olduğu tahmin edilmektedir.

Sekizgen bir kasnağa oturan kübik örtüye sahip olan türbe, basık bir tavana sahiptir.

İsa Baba, belgelerde (Kılınç Baba) olarak da yer almaktadır ki türbenin bulunduğu semtte bu adla anılan bir tepe bulunmaktadır. Kendisi aynı zamanda (Ahi dede) ünvanına sahiptir.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Ali Baba – Tire – İzmir

Ali Baba Türbesi ; İzmir – Tire İlçesi ,ilçeye 5,5 km mesafede bulunan Boynuyoğun köyünde.

Ali Baba ve Hasan Baba türbelerinin bugün de Anadolu ́nun sayılı Bektaşi Dergahlarından biri olduğu kaydedilir. XIV. yüzyılda yaşadığı kabul edilen Ali Baba’nın türbesinin kitabesi yoktur. Ali Baba türbesi Tire ́nin doğusunda, ilçeye 5,5 km. mesafede bulunan Boynuyoğun köyü hudutları içerisinde, Ali Baba türbesi diye anılan yerdedir. Ön tarafta giriş kısmıyla iki bölümden oluşan türbe sekizgen gövdenin yüksek kasnağa oturan bir kubbe ile örtülmesinden ibaret sıvalı (sıvalar onarım sırasında yapılmıştır) bir yapıdır. Düzenli bir bahçe içinde ve türbe binasının dışında yer alan çeşitli mekanlarla birlikte bir külliye şeklindedir. Türbe içinde çeşitli Bektaşi babalarının mezarları bulunmaktadır. Yaklaşık 15.000 metre karelik bir arazi üzerinde yer alır. Su pınarı, kuyusu, ağaçları ve havuzu ile Batı Anadolu ́daki önemli bir dergah merkezi durumundadır.

Hacı Bektaş Velayetnamesinde de adına rastladığımız Ali Baba Horasanilerden olup, Hacı Bektaş Veli’nin en yakın arkadaşlarından Bahaeddin Sultan’ın oğludur. 1531 yılındaki belgede, “Vakfı zaviye-i Ahi Baba der nefsi Tire” kaydıyla yer alırken, zaviyenin Aydınoğlu Umur Bey ve Sultan Murat Han nişanlarına sahip olduğu görülmektedir. “Defter-i Atik” de, zaviyenin Fota’dan (Gökçen) bugünkü yerine taşındığı kaydı vardır. 1531 yılındaki Defter-i Hakani’de ise, zaviyenin bu dönem şeyhlerinden Dorum Dede’nin “Sultan Şüca Zaviyesine, ‘Sultan Şüca ruhu için’, 400 koyun, 90 adet ördek, 29 sığır, 3 at, 2 eşek, 3 tay ve değirmen”, vakfettiği görülür. Ayrıca, kayıtta; “Vakfı Derviş-i Dorum Dede şeyhi zaviye-i Ali Baba” başlığıyla ele alınan vakıfların “Ayende ve revende” ye sarfı şart koşulur. Dorum Dede bu vakıfların denetimini sağlığında kendisi, ölümünden sonra oğluna bırakmaktadır.

Ali Baba Zaviyesi mükemmel konumu ile dikkati çekmektedir. Türbe ve zaviye üniteleri ayaktadır. Bahçesi oldukça büyüktür. Meyva ağaçları ve doğal bitki örtüsüyle günümüzde gözde mesire yerlerindedir. Ali Baba’nın ayrıca, Tire’nin Yeğenli köyü ile, Manisa’nın Marmara, Alaşehir’in Zeytinlik ve Tahtacı köylerinde de birer zaviyesi bulunmaktadır.

Evliya Çelebi, Ali Baba ve Molla Arap’dan sitayişle söz eder. 1924 yılı sonrası Hacı Bektâş ilçesindeki Pirevi kapatılmış ve Bektâşî Dergâhlarının tüm vakıflarına el konmuş olsa da, sadece Tire’deki Horasanlı Ali Baba Dergahı, özel bir yasayla açık tutulur190. Tire Dergahı postnişini Hasan Balım Baba önce Yakova Dergahı Postnişini Kazım Bakali Babadan Halifelik alsa da, bu hatasından çabuk döner ve “Tecdid-i Vüzû” yaparak Noyan Dedebaba’dan yeniden Halifelik icazeti alır. Ali Haydar Ercan Dedebaba 1965 yılında Tire Ali Baba Dergahında Hulisi Kıvrık Baba’dan nasip alır. 1975 yılında da aynı Ali Baba Dergahında Halife Hasan Balım Baba’dan dervişlik hırkası giyer.

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Çağaloğlu Ali Paşa

Çağaloğlu Ali Paşa Türbesi ; İzmir – Tire’de Cumhuriyet mah. Karahasan sokaktaki, Karahasan cami yanında

Karahasan Camisinin avlusunda bulunan bu türbe Cağaloğlu Ali Paşaya ithaf edilmiş ancak, bunu belirten bir kitabeye türbe üzerinde rastlanmamıştır. Yalnızca türbe içerisindeki mezar taşında Cağalzade Ali Paşanın ismi ve h.1029 (1619) tarihi yazılıdır. Bununla beraber bu türbenin kime ait olduğu da kesinlik kazanamamıştır.

Türbe moloz taş ve tuğladan her kenarı 3.90 m. uzunluğunda altıgen planlı olarak yapılmıştır. Türbe plan biçimi ile Yağlıoğlu Türbesinin bir benzeridir. Türbeye kuzeybatı kenarından girilmektedir. Bu giriş düz atkılı ve mermerden olup, çevresi ince yivlerle çevrilmiştir. Türbenin üzeri tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe üst üste iki kasnaktan meydana gelmiştir. Girişin karşısına rastlayan mukarnaslı mihrap beş yüzeyli olup, düz ve dar bir silme ile de dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmıştır.

Türbenin içerisinde baş ve ayak taşları farklı olan bir mezar bulunmaktadır

Kaynak
Abdulhalim Durma , İzmir Evliyaları ,
http://www.erolsasmaz.com
Not ; Fotoğrafları kullanmamıza izin veren Erol Şaşmaz Bey’den Allah razı olsun

Kabir Azabı Haktır.

Kuran-ı Kerim’de ki ayetlerin işaretleri, Rasullüllah (Sallalllahu Aleyhi ve Sellem)den gelen mütevatir hadislerin açık beyanları ümmetin önceki ve sonraki muteber alimlerin ittifakıyla kabir azabı haktır. Bunu müminlerin günahkarları ve kafirler görürler. Salih müminler ise bundan azad edilirler. Kabir azabının hak olduğunu gösteren delilleri şu şekilde …