Trabzon – dernekpazarı – kondu köyünde evinin bahçesinde
Of-Çaykara çevresinde yetişen büyük zatlardan biri de Kondulu Ali Efendi olarak tanınan Hacı Ali Galip Yücel Efendi’dir. Kondulu Hacı Ali Efendi olarak tanınmıştır. Ali Galip Yücel 1900 yılında Trabzon Dernekpazarı ilçesine bağlı Kondu köyünde doğmuştur. Babası, devrinin en büyük şeyhlerinden meşhur Kondulu Hacı Yusuf Şevki Efendi‘dir. Annesi Hayriye Hanımdı. Dört yaşında iken babasından öksüz kalan Hacı Ali Efendi Kur’an okumasını mahalle mektebinden ve annesinden öğrendi. Köy camisinde imam olan Çaykaralı meşhur Gargar Müslim Efendi‘den İslami ilimleri okumaya başlamış, daha sonra Çaykara’da Paçanlı Kadıoğlu Mustafa Efendi’den Arapça okumaya devam etmiştir. Ancak çok zeki ve çalışkan olan Ali Efendi, bu hocadan gereği gibi istifade edemeyeceğini anlayanıca, bir bahane uydurarak bundan da ayrılarak, babasının öğrencisi ve aynı zamanda eniştesi Çaykara Holayasa Köyünden Hacı Ferşad Efendi‘nin ders halkasına katıldı. Devrinin en büyük alimi ve şeyhi olan Reisü’l-Ulema Hacı Ferşad Efendi’nin yanında uzun yıllar kalarak İslami ilimleri okuyup ondan icazet almıştır.
Ancak, o devirler yasaklı bir dönem olması dolayısıyla siyasi baskılar vardı. Diğer taraftan kıtlık ve yoksullukta alabildiğine insanları eziyordu. Bu sebeple Ali Efendi okurken çok çok sıkıntılara katlanmak zorunda kalmıştı. Hacı Ali Efendi, hocasından okurken, hocasının iki oğlu Hasan ile İsmail de ders arkadaşı ve şerikleri idi. Ancak, onlar ders okumakta fazla istekli değillerdi. Ali Efendi ise zeki, çalışkan ve okumaya istekli idi. Hacı Ferşad Efendi, oğullarının okumasını ve ilerlemelerini istediği için onlar gelmeden dersi başlatmazdı. Fakat Ali Efendi onların okumak niyetinde olmadıklarının farkında idi. Bu sebeple bir gün sabredemeyerek hocasına şöyle demişti: “Efendi hazretleri! Ben insanları tanırım. Allah bana böyle bir kabiliyet vermiştir. Bu oğullarınız okuyacak değildir. Bunlarla ben oyalanıyorum. Beni onlardan ayırın ki derslerimde ilerleyeyim:’ Bu sözler hocanın pek hoşuna gitmemiş ve ona: “Sen okumaktan ne anlıyorsun, okumak sadece kitapları devirmek değil, hocanın himmetini almaktır” demişti. Nitekim babasının bütün ikaz ve tembihlerine rağmen Hasan derslere devam etmemeye başladı. sonunda medreseden kaydı silindi.
Durum, babası tarafından Of kaymakamlığına ildirildi ve Hasan askere alınıp Yemen’e gönderildi. Oradan babasına, gönül kırıcı ifadeler taşıyan mektuplar gönderdi. Nihayet Hasan terhis oldu ve İstanbul’a kadar geldiği haberi alındı. Fakat ondan sonra kendisinden haber alınamamıştır. Merhum Hacı Ali Efendi ise yıllarca okumuş, gerçekten hocası Hacı Ferşad Efendi’nin himmetini, sevgisini kazanmış ve feyzinden hissesini almıştır.
Ondan sonra Samsun Tekke köyde bulunan ağabeyi Molla Ahmed’in yanında tenekecilik ve sobacılık yapmaya başlamıştı. Çok zeki olduğu için kısa zamanda terziliği de öğrenmiş ve bu sanatı da yapıyordu. Bir ara fırıncılık da yapmıştı. Bu sanatları icra etmeye devam ederken, Samsun’da bulunan ve babasının müridlerinden olan meşhur Açıkbaş Ömer Efendi’den, Suluovalılar imam istemişlerdi. O da onlara Ali Efendi’yi tavsiye etmiş ve böylece Ali Efendi Amasya ili Suluova ilçesi Merkez Camii’ne 1942’de imam oldu. Emekli oluncaya kadar uzun yıllar bu camideki imamlık ve irşad görevi devam etmiştir. Bu vesile ile Hacı Ali Efendi, hem Kondulu Hacı Ali Efendi, hem de Suluovalı Hacı Ali Efendi diye anıla gelmiştir.
Hacı Ali Efendi, bitkisel ilaçlar yaparak hasta olanları tedavi etme konusunda ayrı bir yeteneği vardı. Hatta birçok hastaları bu yöntemle iyileştirmiştir. Elinin başparmağını kopma noktasına kadar kesen bir vatandaşın parmağına dikiş atarak tutturmuş ve beş on gün içinde tedavisini sağlamıştır. Hacı Ali Efendi, güzel simalı, halim, selim, mütevazı, güzel konuşan, hoş sohbetli bir alim ve mürşid idi. Sohbetlerinde söz tükenmezdi. Ancak dinleyicilerin yorulduğunu hissedince hemen sohbeti keserdi. Gözlerinden zeka fışkırırdı. Samsun’da, Trabzon’da, Çaykara-Dernekpazarı’nda ve Türkiye çapında çok sayıda mensubu vardı.
Hacı Ali Efendi’nin önemli bir özelliği, geçimini sadece imamlıktan aldığı maaşa bağlamayıp bir yandan da sobacılık sanatını oğulları ile beraber yürüterek kazanç elde etmesi idi. El emeği ile kazanç sağlamak peygamberlerin ve salih kulların mesleğidir. O da bu sünnete riayet ederek daha hoş daha temiz bir rızık elde etmenin yolunu tutmuştu.
O’nun bir başka özelliği de, evlatlarını, özellikle üç oğlunu iyi yetiştirmesi idi.Çocukları son derece terbiyeli, nezaketli ve hürmetli gençlerdi. O, oğulları daha genç yaşta iken onlarla oynayıp eğlenir ve böylece sokaklardan alacakları olumsuz alışkanlık ve davranışlardan etkilenmelerini önlerdi. Bu açıdan, bu anlayış ve davranış son derece önemlidir ve hoş görülmelidir. Evlatlarına arkadaş gibi davranmayı hoca başarmıştı.
Hacı Ali Efendi’nin evi, caminin aşağı kısmında, Ekşiali mahallesinde idi. Evin bir katı boydan boya, büyük bir salon halinde, misafirhane, mescid ve dershane olarak kullanılırdı. Dışarıya, sokağa açılan bir kapısı vardı. Mahalle sakinlerinden vakit namazlarında camiye gidemeyenler buraya gelir cemaatle namaz kılınır. Gelen misafirler burada ağırlanır ve burada İslami ilimler Hacı Ali Efendi tarafından okutulur. Burada sohbetler yapılırdı. Evin altından, Dernekpazarı’na inen yol geçer. Yolun altındaki tarlasının kenarında, babası merhum Hacı Yusuf Şevki Efendi hazretlerinin kabri vardır.
Vefatı
Hacı Ali Efendi Amasya Suluova Merkez Camii imam hatipliğinden emekli olduktan sonra, kendisi de babası gibi baba evine, Kondu Köyüne gelerek ikamete devam etmekte iken rahatsızlandı ve bir yıl sonra 11.03.1993 tarihinde, 93 yaşında iken Hak’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi, meydanlara sığmayan büyük bir cemaatle, kendi köyünde, babasının kabri yanında defnedilmiştir. Her ikisine gani gani rahmetler diliyorum. Şefaatlerini de talep ediyorum. Amin, amin. amin. Amin!
Hacı Ali Efendi üç kız, üç te erkek olmak üzere altı çocuk babası idi. Erkek çocuklarından Süleyman Yücel Efendi, baba ocağını tüttürmektedir. Celal Efendi Suluova’dan ayrılmadı. İbrahim Efendi ise Samsun’da ikamet etmektedir. Merhum Hacı Ali Efendi, gençliğinden itibaren kendisini İslami ilimler ve özellikle Nakşilik yolu ile lslam’a hizmet etmeye adamıştı. O, ilim ile maneviyatın, kal ile hal’in beraber yürümesinden yana idi. Memleket çapında büyük irşad hizmetleri olmuştur.
Türkiye’nin geçiş döneminde Karadeniz bölgesinde lslam kültürünün yaşatılması, canlı tutulması, milli ve dini şuurun uyanmasında, kuvvet kazanmasında önemli bir rol üslenmiş bulunan Hacı Ali Efendi’nin hizmetlerini ortaya koymak için geniş bir bilimsel araştırmaya ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bunu ya evladlarından veya mensuplarından beklemekteyi.z
Kaynak ; Yolumuzu Aydınlatanlar -2 , Yahya Kutluoğlu , İbb Yayınları