İstanbul – Fatih’de Fatih evlendirme dairesinin yanındaki Kemal paşa camii haziresinde
Kabirleri; Şehzadebaşı Gençtürk Caddesi, Kemalpaşa Camii bahçesindedir.
Laleli Camii’ni yaptıran Sultan Üçüncü Mustafa, caminin yapılışını kontrol için buraya gelip gittikçe, yakında bulunan ve herkesin «Veli» olarak büyük sevgi ve saygı gösterdiği ulu kişiyi ziyaret eder, onunla sohbet edermiş. Sohbetini müteakip hayır dualarını almayı da hiç ihmal etmezmiş. Bu ulu kişi, göğsünde bir lale ile gezermis. Bundan dolayı da «Laleli Baba» diye anılırmış.
Bir gün, Sultan Üçüncü Mustafa yine ziyaret için Laleli Baba’nın yanına gelmiş. Biraz sohbetten sonra ona «Dünyada en büyük nimetinin ne olduğunu sormuş, cevap olarak da:
— Dünyada en büyük ni’met, yiyip içtikten sonra def’-i hacet etmektir.Fakat Padişah bu cevabı beğenmez. Hatta bu cevaba biraz canı sıkıldığı için kalkıp gider.
O gün akşam olup da Padişah sarayında karnını güzelce doyurduktan bir müddet sonra uykuya dalar. Ama gece yarısı duyduğu büyük bir ızdırabla uyanır Helaya gitmek ihtiyacını duyar. Koşar ama def’-i hacet edemez. Saray hekimlerinin bütün uğraşmalarına rağmen Sultan ıztıraplarını dindiremedikleri gibi, sancılan her geçen saat bir kat daha artar. Sabaha kadar kıvranır durur. Ve Padişah başına gelen bu halin, bir gün önce Laleli Babanın huzurunda takındığı tavırdan olduğunu anlar. Ve hemen yola çıkarak Laleli Baba’ya koşar, elini öper, kendisinden özür diler.
Affedilmesini istirham eder. Laleli Baba, tatlı bir tebessümle: ‘’Allah’ın büyüklü – küçüklü nice nimetlerine sahip olduğumuz halde, yiyip içtikten sonra yaptığımız bir def’-i hacetin bile ne büyük bir nimet olduğu sizce de öğrenilmiş oldu. O halde, her halimize ve her halimizde şükredelim. Ona kulluk borcumuzu ihmal etmeyelim.’’ der.
Sultan, artık hatasını tamamen anlamıştı. Ama ızdırabı hala devam etmektedir. Bu ıztırabına çare bulmasını istirham eder. Hatta bu ıztıraptan kurtulması için saltanattan bile vazgeçebileceğini ve camii Laleli Babaya bağışlayacağını vaad ederek Cenab-ı Hakk’a dua ve niyazda bulunmasın! istirham eder.
Sultanın bu istirhamı üzerine Laleli Baba: ‘’Bir saltanat ki, bir def’-i hacete feda ediliyor. Doğrusu buna saltanat demeğe şahid ister’’ der. Sonra şöyle bir murakabeye dalar. Bir müddet sonra acılar içerisinde kıvranan Padişaha dönerek: ‘’Cenab-ı Hak, size de sıhhat ve afiyetler versin» der.
Padişah Laleli Baba’nın hayır duasım aldıktan sonra onun yanından ayrılarak sarayına döner. Ve saraya dönüşünden kısa bir zaman sonra da ızdırablarından kurtularak afiyetine kavuşur. Bunun üzerine padişah da üzerine düşeni yaparak camii Laleli Baba’ya sunmuştur, İşte o günden sonra bu cami «Laleli Camii» diye anılmaktadır.