Malatya – Darende – Somuncu Baba Külliyesi Haziresi
Şeyh Hamid-i Veli Camii haziresinde son cemaat mahallinden makberelere uzanan koridorun ilk başında köşedeki 20 numaralı kabirde medfun bulunan Süleyman Efendi (1855-1924) Somuncu Baba’nın torunlarından Halil Efendi’nin oğludur. Annesi Zeynep Hanımdır.
Doğma büyüme Zaviye Mahallesinden olan Süleyman Efendi zahiri ve batıni ilimlerde kendini yetiştirir. Zahiri ilmini Osmanlı döneminde Mısır’da tahsil eden Süleyman Efendi ilm-i Kimya, ilm-i Simya ve Arabi ilimlere vakıftır. Mısır’da 20 yıl ikamet eden Süleyman Efendi orada Feride Hanımla evlenmiş olup Leyla adında bir kızı dünyaya gelir. Darende’ye döndükten sonra Hatice Hanımla evlenen Süleyman Efendi’nin Hasan Rıza, Hüseyin Hüsnü ve Mehmet isimlerinde üç erkek evladı olur.
Yaşadığı devirde Şeyhli sülalesinin ileri gelenlerinden olan Süleyman Efendi’nin devletten maaş aldığı bilinmektedir. Ayrıca Şeyh Hamid-i Veli vakfı mütevellisi olan Süleyman Efendi Şeyh Hamid-i Veli gibi Halveti tarikatına mensuptur.
Süleyman Efendi’den sonraki devirde Hasan Efendi ve evlatları Nakşibendi-Halidiyye koluna intisap eder.
Cezayirli Mehmet Ali Baba’ya bağlı olan Süleyman Efendi uzun saçlarıyla, örgülü zülüfleriyle ‘Saçlı Şeyh’ diye anılmıştır. Süleyman Efendi vakfın mütevelli azası olduğu için, Hacı Mustafa Efendi’nin vefatından sonra bir başkasının değil de Hatip Hasan Efendi’nin Şeyh Hamid-i Veli Camii İmam-hatibi olması gerektiğini söyleyerek, Hatip Efendi’nin imametine yardımcı olur. O esnada camiden çalınarak Çarşı Camiine götürülen Kur’an-ı Kerim ile Lihye-i Saadeti’i çalanları buldurtup, emanetlerin tekrar Şeyh Hamid-i Veli Camiine iadesini sağlar.
Saçlı Şeyh’in evinin Karabaş Hüseyin Efendi diye anılan ahfaddan birinin evi olduğu ve içinde bir kabir bulunduğu nakledilir. Saçlı Şeyh buraya kimseyi oturtmaz, üzerine de bir şey serdirtmez. Bir gün Darende’ye bir seyyah gelir. Şeyhle sohbeti esnasında, Hu Dede denilen mevkiden her Perşembe günü bir zatın geldiğini, ondan haberi olup olmadığını sorar. Şeyh de ona durumu bildiğini söyler. ‘Hu Dede’ diye bilinen mevkide ashabdan üç zatın kabrinin bulunduğu nakledilir.
Halveti tarikatının son halkalarından biri olan Süleyman Efendi şeyhlik makamındadır. Şeyhli sülalesinin adeti vechile yeşil sarık sardığı, cüppe ve şalvar giydiği evlatları tarafından nakledilir. Ömrünün son günlerinde Süleyman Efendi, bir yere gidecek olan Hatip Efendi’yi seferden döndürür, “gitmemesini, salı günü vefat edeceğini” söyler. “Cenazemi yıka, defnet, yerime yerleştir. Sonra nereye gidersen git.” Der ve yüz mecidiyesini Hatip Efendi’ye emanet ederek, ellisini evlatlarına kalan elli mecidiyeyi de cenazesine katılan fakirlere dağıtmasını vasiyet eder.
Kaynak ; Malatya Evliyaları , Abdülhalim Durma