Sadrazam Mahmut Paşa-ı Veli

tarafından
203
Sadrazam Mahmut Paşa-ı Veli

İstanbul – Fatih – Nuruosmaniye camii karşısındaki Mahmud paşa camii avlusu

Çandarlı Halil Paşadan (v. 1453) sonra onun yerine göreve gelen Osmanlı sadrazamıdır. Aynı zamanda ”Adni” mahlası ile şiirler yazan bir şairdir. Kökeni ve Osmanlı’ya hangi yolla geldiği hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak devşirme olduğu kesindir. Aslına dair Hırvat, Rum, Sırp, Bulgar olduğu gibi rivayetler varsa da ailesinin Sırp Despotlarından Angelilere mensup bulunduğu görüşü daha çok kabul görmüştür. Babasının kasap, kendisinin ise önceleri rahip olduğu görüşünden de söz edilir.

1427 yılı dolaylarında annesi ile birlikte Semendire’ye giderken Osmanlı beylerinden Mehmed Ağa tarafından esir alınır. Bir müddet Mehmed Ağanın himayesinde eğitim gördükten sonra keskin zekası sebebi ile saraya sunulur. Edirne Sarayı’nda aldığı eğitimden sonra 1451’de Ocak Ağalığı’na getirilir. Bu sebeple İstanbul kuşatması esnasında Fatih’in yanında yer almış bir Ni’melceyş’tir.

İlginizi Çekebilir  Ali Ramiteni (k.s.)

Kuşatma sırasında surların Edirnekapı bölgesinden Yedikule’ye uzanan kesiminde görev aldı. Fakat görevinin mahiyeti tam olarak bilinmemektedir. Kendisi başarılı bir devlet adamı, diplomat, şair, Osmanlının ilk devşirme sadrazamı ve halk tarafından sevilen, hatta velayetine hükmedilen biridir. Aslında onu diğer Mahmud Paşalardan ayırmak için kullanılan lakabı da budur: Mahmud Paşa-yı Veli. O kadar ki kaynaklara göre hiçbir Osmanlı vezirinde bulunmayan özelliklere sahiptir.

İstanbul’da bir semte adını verebilmesi (Mahmutpaşa) ve bu semt adının günümüze kadar devam edebilmesi, bir ceza sonucunda katledilmesine rağmen kendisine duyulan sevgi ve hürmetin büyüklüğünü göstermektedir. Nitekim mezar taşında yazan “Sadıku’s-Sultan, mazlumen, merhumen, şehıden, saıden” gibi ifadeler bu kabildendir. Yaptırdığı Mahmutpaşa Camii (1463), İstanbul’un fetihten sonraki ilk eserlerindendir. Mahmud Paşa aynı zamanda hamam, mahkeme, mekteb, medrese, imaret, kütüphane, çeşme, Kürkçü Hanı, tekke ve 265 dükkandan ibaret bir çarşı.inşa ettirmiştir. Sadece İstanbul değil, Ankara, Bursa, Edirne, Hasköy ve Sofya gibi şehirlerde de eserleri vardır.

İlginizi Çekebilir  İncirli Baba

Eşrefoğlu Rumi’nin müntesibidir. Derviş-meşreptir. Şiirlerinde darb-ı mesellere ve örf adetlere ağırlıklı olarak yer vermiş, büyük İran şairlerine nazireler yazmıştır.

Can u başa kalmasun tilemde canan isteyen
Mübtela olsun gönülden derde derman isteyen

Talib-i cennet olan etsün ser-i kuyın makam
Zülfinün küfrini din edinsün iman isteyen

Lale-veş sahn-ı çemende komasun elden ayağ
Gülistan’da kendüyi gül gibi handan isteyen

Mahmud Paşa

Türbesi ziyarete açıktır.

Kaynak ; İstanbul’un Manevi Atlası , Dr. Necdet Yılmaz ( Editör) , Arifan Yayınları , 2011 ,