Şeyh Hasan Halifani’nin büyük oğludur. 1874 tarihinde Halifan’da doğmuştur. Medrese tahsiline çok küçük yaşlarda dedesi Şeyh Ahmed Halifanî’nin yanında başlamış, daha sonra babasından dinî ilimlerle ilgili dersler almış, bilahare Erzurum’da zamanın meşhur âlimlerinden Memiş Hoca Efendiden eğitim almış, eğitiminin kalan kısmını amcası Şeyh Muhammed Emin Efendi’nin yanında tamamlamıştır.
Medrese tahsilini tamamladıktan sonra gözlerinden rahatsızlanmış babası ve kardeşi tarafından tedavi edilmek üzere Halifan’dan önce atlarla Trabzon’a oradan da gemiyle İstanbul’a doktora götürülmüş, zamanın en iyi hekimlerine muayene ettirilmiş fakat tedavisi bulunamadığından çok genç yaşta âmâ olmuştur. Muhammed Emin Efendi’den icazetnamesini aldıktan sonra dedesi ve babasının mıntıkasında irşat faaliyetlerine başlamış, bu faaliyetler, vefatına kadar devam etmiştir. Şeyh Hâlid Efendi 1939 yılında 65 yaşında vefat etmiş, kabri, dedesi Şeyh Ahmed Halifanî’nin türbesinin yanındadır.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Şeyh Hâlid Efendi’ye aynı zamanda amcası olan Şeyh Muhammed Emin Efendi tarafından Hicri 1345 (m. 1926) yılında tarikat icazetnamesi verilmiştir. Bu icazetname, 2015 yılında İstanbul Süleymaniye Külliyesinde aslına uygun bir şekilde restore ettirilmiştir. İcazetname, Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi hocalarından Dr. Ramazan Korkut tarafından tercüme edilmiştir. İcazetnamenin el yazması hali Sayın Faruk Yolcu’nun yanında muhafaza edilmektedir.
İcazetname şöyle başlar: Şeyh Ahmed Efendinin oğlu hakir ve fakir ŞeyhMuhammed Emin, bu icazetnameyi 1345 (m. 1926) senesinde bir Cuma gününde Halifanlı Şeyh Hasan Efendinin oğlu Şeyh Hâlid için yazmıştır. Şeyh-i tarikat, Şeyh Muhammed Emin Halifanî, İmza ve Mühür.
İcazet, hamdele ve salvele ile başlar, daha sonra Şeyh Muhammed Emin Efen- diye kadar Nakşibendiyye tarikatı silsilesi zikredilir. Ardından, Şeyh Hâlid’in bu icazetnabeyi hak ettiği ile ilgili şer’i deliller zikredilir, ardından Şeyh Mu- hammed Emin’in, Şeyh Hâlid’e nasihatleri ile biter.
İcazetnamenin son kısmı şöyle devam eder: “Bu icazetname, Allah müminleri onun feyiz ve bereketiyle kuşatsın Şeyh Hâlid’in, Tarikat-ı Aliye-Nakşibendiyye’de zikir ve irşad telkininde bulunması için, onun te’sirini defalarca tecrübe ettikten sonra verilmiştir. Ona bu icazeti, Nakşibendiyye silsilesinin büyükleri ve bir de şeriat ve tarikat sahipleriyle istişare ettikten sonra verdim. Ona intisap eden ve onunla arkadaşlık yapan herkesin evliyaya intisap etmiş olacağına, akıllılarının ihata edemeyeceği sırlara mazhar olacağına güvence veriyorum.
Ona kitaba ve sünnete sıkı bir şekilde bağlanmasını, fırka-i naciye olan ehl-i sünnet’e tabi olarak, keşf ve vicdan ışığında insanların inanç ve itikatlarını düzeltmesini, Kur’an ehline, fakihlere ve fakirlere karşı cömert olmasını, vakarlı bir şekilde davranmasını, hoşgörülü ve güler yüzlü olmasını, eza ve eziyet vermekten uzak durmasını, kardeşlerinin hata ve kusurlarına karşı müsamahalı olmasını, küçük ve büyük ayırt etmeksizin herkesle sohbet ve arkadaşlık yapmasını, husumetten, düşmanlıktan ve tamahkârlıktan uzak durmasını, salih amellerle Allah’a yaklaşmasını ve Rabbini razı etmesini tavsiye ediyorum. Şüp- hesiz Allah, kendisine tevekkül edenleri ve kendisine yönelenleri zayi etmez. Kurtuluş ancak doğrulukta ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’e tabi olmaktadır. Bunun dışında Allah Teâlâ’ya ulaşmak için başka hiçbir yol bulunmamaktadır.”
İcazetnamede ayrıca Şeyh Hâlid’in, kimseden üstün olduğu zannına kapılmamasını, nefsini terbiye etmesini, kendisine karşı söz getirip götüren, onu itham altında bırakan ve ona haset ile yaklaşan kimseleri Allah Teâlâ’ya bırakmasını ve bu konuda hiçbir zorluk altına girmemesini tavsiye ediyorum. Çünkü bu tarikatın şeyhleri arasında öyleleri vardır ki, Allah Teâlâ takdir ederse, Allah Teâlâ’nın kudreti ve onların himmetiyle dağlar yerinden oynar ve yine onlar dilerse Allah Teâlâ’nın kudretiyle dağlar, en kısa zamanda yerinden sökülür fesat ve bozgunculuk yaşanmaz. Allah’a, Resulüne ehl-i beytine ve arkadaşlarına selam olsun
Kaynak ; Mevlana Halid Bağdadi sempozyumu , 04-05 Mayıs 2017 , Binböl ve Çevresindeki Halidilik , Mehmet Şirin Ayiş