Malatya – Kale – Ziyaret Mevkii
Kale ilçesinin ziyaret mevkiinde Şeyh Muhammed Kerhi türbesi vardır.
Anlatılır ki, Şeyh Muhammed Kerhi Hazretleri Bağdat’ın Kerh beldesinden İzollu’ya gelir. IV. Murat Bağdat seferi sırasında Malatya topraklarında ilerlerken Kıraç’ta (Bari’nin alt tarafında) “eğer bu beldede muhterem bir zat var ise, bana sıcak bir ekmek yetiştirir”, der. O anda annesi ekmek pişirmekte olup, kendisi de evinin duvarını örmekte olan Muhammed Kerhi Hazretleri kerametini göstererek sacdaki sıcacık ekmeği alarak ördüğü duvarın üzerine çıkıp Kıraç’taki 4. Murat’a “buyurun sultanım”, diyerek çağrısına cevap verir. Hasbıhal ettikten sonra sultanı ordusuyla birlikte yemeğe davet eder. Ahali ve asker ne olup bittiğinin farkında değillerdir. Yemek davetinden dolayı şaşkınlık içerisindedirler. IV. Murat mübarek zatın davetini memnuniyetle kabul ettiğini söyler ve eve doğru hareket ederler.
Muhammed Kerhi Hazretlerinin annesi güveçte çorba pişirmiş. Kendisi de bir teneke arpayı ortaya dökmüş (bunu gören askerler eyvah hayvanlarımız da biz de aç kalacağız demişler.) Muhammed Kerhi Hazretleri arpayı atlara vermelerini söyler. Hayvanların torbalarına 1 ölçek yerine 2 ölçek konur, fakat bir teneke hiç azalmaz. Güveçteki çorbadan askere bir tas yerine iki tas verilir, o da hiç azalmaz. Kerametlerini gören IV. Murat Şeyh Hazretlerinden Bağdat Seferi için hayır dualarının eksik edilmemesini ister. Şeyh Hazretleri muvaffakiyetlerini müjdeleyerek kendisinin de bir ricası olduğunu seferden dönerken Van dolaylarında bir çiftçiye uğrayıp emanet bir hırka verileceğini ve onun kendisine getirilmesini ister.
Bağdat seferi muvaffakiyetle sonuçlanır. Büyük hakan sefer dönüşünde Van dolaylarındaki bahsedilen yere iki asker göndererek emanet hırkayı getirmelerini emreder. İki asker çiftçiye uğrayıp Şeyhin ve Hakanın selamlarını iletip emaneti isterler. Askerlere emanet hırka verilir. Askerler dönerken kendi aralarında konuşurlar. “Bu hırka çok kirli hakana böyle götüremeyiz.” Hırkayı yıkayıp öyle götürürler. Sultan İzollu’ya vardıklarında Şeyh Hazretlerine hediyelerle birlikte hırkayı verir. Şeyh üzülür “eyvah” der. “Eğer bu hırka yıkanmamış olsaydı ziyaretimize gelen bütün hastalar şifa bulacaktı, şimdi artık nasibi olanlar şifa bulacaklar.” Sene 1639’dur. Şeyh Hazretlerinin artık kerametleri ortaya çıkmıştır. Ziyaret edenlerin büyük çoğunluğu şifa bulmaktadır. Sene 1640’ta Sultan Murat da Şeyh Hazretleri de ahirete göçmüşlerdir.
Kaynak ; Malatya Evliyaları , Abdülhalim Durma