Şeyh Ömer Zengani (k.s.)

tarafından
757
Şeyh Ömer Zengani (k.s.)

Hac yolculuğunda Cidde’de vefat eder.

Şeyh Ömer Zengani, Şeyh Halid-i Zibari’nin halifelerindendir. Ailesi, aslen Mardin iline bağlı Dargecit (Kerboran) ilçesinin Kureyşa mezrasındandır. Arabiye Aşiretine bağlı olan Kureyşa Köyü, bölgede “Pikureyş” (Pir-i Kureyş) olarak bilinen, Zengani’nin dedelerinden seyyid bir zatın yerleşim yeridir. Ömer Zengani bu köyde doğdu.

Şeyh Ömer Zengani’nin babası Mustafa Efendi, dedesi Hamid Efendi’dir. Annesi ise ilim sahibi hafız Hacer Hatun’dur. Ömer Zengani küçük yaşta babasını kaybetti, annesi de başka bir evlilik yapınca yalnız kaldı. Bunun uzerine bolgenin en yaygın geleneklerinin başında gelen medrese tedrisatı icin Gerza aşiretinin bir köyünde medrese eğitimine gonderildi. Tedrise gittiği yıllarda köyü Kereyşa’da yaşanan Kolera salgını nedeniyle toplu ölümler yaşandı ve ailesinden neredeyse kimse kalmadı. Kendisi de anneannesi Asiyye ve teyzesi Ayşe’nin yaşadığı Zengan (Karabayır) köyüne giderek teyzesinin himayesinde yaşamaya başladı. Bir süre Zengan köyünde bulunan camide fakı olarak derslere devam etti. Ancak bu sırada kendisinde görülen kabiliyet ve özel haller nedeniyle daha iyi bir eğitim alması icin hocası ve teyzesi tarafından, Basret köyünde bulunan Nakşbendiyye şeyhi ve büyük bir müderris olan Şeyh Halid-i Zibari’nin yanına gonderildi.

Bu tarihten sonra Ömer Zengani Basret’te yaşamaya başladı. Burada bir yandan medrese eğitimi alırken aynı zamanda tasavvufi eğitime da başladı. Ömer Zengani, Basret medresesinde Molla Cami’yi bitirip mantık ilmine giriş olarak kabul edilen Muğni’t-tullab eserine başlayanlara isim olarak verilen “Talip” seviyesine kadar geldi. Şeyh Halid-i Zibari kendisine büyük değer verdi ve onun eğitimi konusunda ihtimam gosterdi.

Hatta aileden bir birey gibi görmeye başladı ve bunun resmileşmesi için onu halifelerinden Şeyh Reşid-i Derşevi’nin kızlarından Halime Hatun ile evlendirdi. Diğer kızı Safiye ile de kendi oğlu Huseyin’i evlendirdi. Bu evlilikten önce, Ömer Zengani’nin kayınbabası olan Şeyh Reşid-i Derşevi Hac ziyaretine gitmiş ve orada vefat etmişti. Gitmeden önce de Halid-i Zibari’yi çocuklarının vasisi olarak tayin etmişti. Bu yüzden Şeyh Halid-i Zibari, Ömer Zengani’yi vasisi bulunduğu Halima Hatunla ev lendirirken üzerindeki sorumluluğu da şoyle hatırlattı “Ömer! Şeyh Reşid’in kızının mehri, yetim kalmış olan kardeşleri Abdulhakim ve Muhammed Nuri’yi okutmandır.”

İlginizi Çekebilir  İbrahim İpek Efendi Hz.

Halid-i Zibari, bu vazife ile birlikte Ömer Zengani’yi vefat etmiş olan kayınbabasının medrese ve dergah hizmetlerini yürüttüğü Hoser (Düzova) köyüne, hem muderris hem de tasavvufi hilafet ile gonderdi. Ömer Zengani’nin hocası ve şeyhi Şeyh Halid-i Zibari, 1863 yılında irşad için gelmiş olduğu Cizre’de vefat etti ve şeyhinin şeyhi Şeyh Salih-i Sıpki ve Mevlana Halid-i Bağdadi’nin halifelerinden Şeyh Halid-i Cezeri’nin de medfun bulunduğu Basret’te bölgeden birçok alim ve şeyhin katılımıyla defnedildi. Vefatından once etrafına toplanmış olan muridan ve muhibbanının huzurunda “Ey Şeyh Ömer! Oğlum Huseyin’e senin ona tum ilmini okutup büyüyünceye kadarki sürede dergah ve medreseyi sana emanet ediyorum.” diyerek çocuğu Huseyin’i ona emanet ederken aynı zamanda medresenin baş muderrisliğini ve kendisinden sonra şeyhlik vazifesini tevdi etti.

Bunun üzerine Ömer Zengani, Hoser (Duzova)’daki medreseyi bırakarak talebelik yaptığı Basret Medrese ve Dergahının başına gecti. Ömer Zengani, hocasının vasiyetine büyük bir titizlikle riayet etmiş hem müderrislik hem de şeyhlik vazifesini kamilen yerine getirmiştir. Hocasının oğlu Huseyin’in derslerini bizzat kendisi vererek hocasına karşı vefa ve vicdani sorumluluğunu da yerine getirmiştir. Bu süreçte medreseyi büyüterek Fındık köyünden Abdulkādir-i Geylani hazretlerinin torunlarından Seyyid Hasan-i Fındıki (Erzen) ve Molla Said-i Berreşi gibi bircok alim zatı yetiştirmiştir.

İlginizi Çekebilir  Abdulehad Serhendi

Hocası Şeyh Halid-i Zibari’nin oğlu Huseyin’e medrese icazeti verdi. Hüseyin’e babası tarafından vefatından once yaşı küçük olmasına rağmen hilafet verilmişti. İşte Ömer Zengani, Halid-i Zibari’nin vasiyeti üzerine Huseyin’in hem medrese hem de tasavvufi icazetini göz önünde bulundurarak Basret Dergahı ve medresesini ona bırakarak yedi yıl hizmetinin ardından tekrar Hoser Medresesi’ne döndu. Ancak silsilede yer alan Şeyh Salih-i Sıbki’nin oğlu Yahya, Basret Dergahı ve medresesinin Hüseyin’e devredilmesine itiraz etti. Bunun uzerine Ömer Zengani ertesi gün tekrar Basret köyüne dönerek şeyhinin vasiyetini hatırlattı ve sorunu çözdü. Ardından tekrar Hoser köyüne döndu. Burada da Molla Abdurrahman-ı Hoseri ve medreselerde istiare ilminde kaynak kitap olarak okutulan Sutur kitabının yazarı ve aynı zamanda kayınbiraderi Abdulhakim-i Derşevi gibi alimleri yetiştirdi.

Basret Dergahı’na Şam’dan verilen icazetle birlikte Ömer Zengani’ye de güveni tazeleyen bir icazet daha verildi. Böylece Ömer Zengani hem şeyhi Halid-i Zibari hem de Şam’daki Halidi dergahından çift tarikat icazeti aldı. Hoser koyunde hizmetlerine devam eden Ömer Zengani’ye çok büyük bir teveccuh oldu. Botan ve Tor bölgesinden cok sayıda talebesi ve muridi oldu. Ancak özellikle Cizre’den gelen muridlerinin fazlalığı sebebiyle, Cizre eşrafından Seyyid Hacı Hafız Efendi onu Cizre’ye davet ederek onu kendi evinin yakınlarında bir eve yerleştirdi. Artık Ömer Zengani’nin ailesi kayınbiraderleri Derşevi’lerle birlikte Cizre’de yaşamaya başlarlar ve Cizre’de medrese ve tasavvufi hizmetlerini yürütürler.

İlginizi Çekebilir  Şeyh Mustafa Çelebi Efendi

Şeyh Ömer Zengani 1889-1890 yılında Hac ziyareti yapmak arzusuyla sevenlerinden Ensari ailesinin büyüğü olan Muhyiddin Ensari, Şeyh Yahya-ı Mızuri’nin torunlarından Şeyh Yahya başta olmak üzere birçok muhip ve muridiyle birlikte hazırlıklara başlar. Eşi Halime Hatun’a bir vasiyet yazarak verir ve oğullarını emanet eder. Ardından medrese ve dergah hizmetleri konusunda kayınbiraderi Molla Abdulhakim-i Derşevi’ye emanet ederek yola çıkar. Bu sırada Ömer Zengani’nin üç çocuğu vardır. Bunlar Muhyiddin, Siracuddin ve Amine’dir. Hac yolculuğuna çıkıldıktan beşaltı ay sonra 1990 yılında Muhammed Said dunyaya gelmiştir.

Ömer Zengani, Hac yolculuğunu tamamladıktan sonra dönüş yolunda Cidde’de 1889-1890 yılında vefat eder ve orada defnedilir. Haber Cizre’ye ulaştıktan sonra taziye icin gelen Ömer Zengani’nin talebesi Şeyh Huseyin Basreti altı aylık bir bebek olan Muhammed Said’i sever ve ona dua ederek; “Bu yavru benim seydamın oğludur ve bu cocuk inşallah seyda olacaktır.” der. İşte o gunden sonra Muhammed Said’e herkes “Seyda” demeye başlar ve doğu universitelerinin bu ilmi unvanı, onun ismi haline gelir.

Ömer Zengani’nin eşi Halime Hatun da kendisi gibi seyyid nesep bir ailedendir. Ömer Zengani, Halime Hatun ile evlenmesiyle yalnız bir şeyh efendinin damadı olmamış, aynı zamanda Gabar Dağı’nın zirvesinde bulunan Derşev (Alkemer) köyünde yaşayan ilim ve irfan ehli, bölge halkının büyük saygı gostermiş olduğu Derşevi ailesi ile cok yakın hatta iç içe denebilecek bir birlikteliği kurmuştur. Bu tarihten sonra Şeyh Ömer Zengani’nin çocukları ile Derşevi ailesinin fertleri medrese ve tasavvufi hizmetleri birlikte yurutmuş, birbirlerinin yetiştirilmesine katkı sağlamışhatta tek aile gibi olmuşlardır.

Şeyh Ömer Zengani Silsile-i Şerifi