Havza’ya 5 km batısındaki Şeyh Safi Köyü’nde köy camisinin yanında
TARİHÇE: Halk arasında “Şeyh Savcı Türbesi ” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi ve kime ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
MİMARİ ÖZELLİKLERİ: Türbe çeşitli zamanlarda tadilat geçirmiş olup, Havza’nın tanınmış simalarından Çonoğluzade Mahmut Efendi tarafından 20. yüzyıl başlarında onarılmıştır. Türbe yeşil renkte taştan sekizgen planlı olup, üzeri içten kubbe dıştan konik bir külah ile örtülmüştür. Türbede dikkati çeken bir bezeme bulunmamaktadır. Türbe içinde betonarme üstü tahta sanduka bulunmaktadır.
RİVAYET: Bazı iddialara göre Türbe Selçuklu Sultanlarından II. Mesut’un şehzadesi Taceddin Altunbaş’a aittir ve 1355 yılında inşa edilmiştir. Fakat bu iddianın tutarlılığı yoktur. Çünkü köyün mezarlığında Taceddin Altunbaş’a ait olduğu bilinen bir mezarda bulunmaktadır. 1355 yılında Tacettin Altunbaş’ın hayatta olduğunu tarihi belgeler kanıtlamaktadır. Bu durumda, türbenin Şeyh Savcı isminde evliya olduğu düşünülen bir zata veya Sultan Taceddin’inoğlu Kılıçarslan Bey’e ait olduğu varsayımları ağırlık kazanmaktadır. Fakat burada yatan kişinin Kılıçaslan Beyden çok Şeyh Safı olduğu yöre halkı tarafından da desteklemektedir. Şöyle ki, Şeyh Safî ve türbesi ile ilgili çeşitli efsaneleranlatılmakta ve buradaki kişinin önemli bir İslam âlimi olduğunu ispatlar deliller ortaya koyulmaktadır. Kendisinin ünlü Türk Bilgini ve İslam âlimi olan Ahmet Yesevi’nin müritlerinden bir olduğu ve 1071’de Anadolu’ya giren Türklerin bu kişileri Anadolu’nun İslamlaştırılmasında kullandıkları ihtimalleri güçlenmektedir.Şeyh Safinin kimlerden olduğu ve nereden geldiği bilinmemektedir. Kendisine ait herhangi bir sülale ve ya boyismine rastlanmamıştır. Ama Türk Kültüründe Savcı isminin kullanılmış olması ve Anadolu’da 1071’den sonra ortaya çıkmış olması kendisinin Türk olduğu ve Anadolu’nun Türleştirilmesi ve İslamlaştırılmasında kullanıldığının kanıtı olabilir.Şeyh Safinin Selçuklular döneminde Selçuklu Sultanlarının da önem verdikleri bir şahsiyet olduğu Sadettin Altınbaşsın bu kişinin yanına gelmek istemesinden de anlaşılmaktadır. Selçukluların Anadolu’daki hâkimiyetleri sonaerdiğinde, Sadettin Altınbaş’ın buna çok üzülüp hastalandığı ve hastalığı nedeni ile Şeyh Safinin yanına gelerek onunmaneviyatından faydalanmak istediği anlaşılmaktadır. Hatta öldüğünde buraya gömülmek istediği ve bu isteğinin de gerçekleştiği açık delillerle ortadadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak amacıyla ziyaret edilmektedir.
Kaynak ; Samsun Evliyalar Atlası – Ahsen Vakfı ( Allah onlardan razı olsun)