Seyyid Taha Hariri (k.s.)

tarafından
1006
Seyyid Taha Hariri (k.s.)

Uzuna yakın boylu, buğday tenli, nur yüzlü, heybetli ve vakurdu. Seyrek sakallıydı. Bu yüzden “Köse” lakabıyla anılırdı. Şeyhiyle aynı adı taşıdığından, adlarının karışmaması için kendisine “Köse Taha” denilirdi. Yumuşak huyluydu. Kızdığı hiç görülmezdi.

Erbil’in Harir nahiyesinden. Şeyhi Taha’l Hakkari ile aynı adı taşıyor. Doğduğu Harir nahiyesine nisbetle “Hariri” nısbesiyle ünlü. 1220/1803 yılında Harîr’de doğdu. Harîr, Kerkük vilayetine 3 fersah ( yaklaşık 20 km) uzaldıkta şirin bir kasaba olup şimdi Kerkük’ün bir semtidir .Taha’l-Harîrî’nin hayatı ve hizmetleri hakkında M. Esad Efendi’nin Risale-i Estadiyye’sinde kendi terceme-i halini kaleme aldığı bölümde verdiği bilgilerle, yine Es’ad Efendi’nin sohbetlerinde tutulan notlardan başka bir bilgiye sahip değiliz. M. Es’ad Efendi’nin: “Tarikat-i aliyyede seyr u sülüküm ne babamın, ne de dedemin irşad zamanlarına rastlamadığından o zamanın| kutb-u irşadı bulunan Taha’l Harirî en-Nakşbendî el-Halidî’ hazretlerinin hizmetine girdim. 1292/1875 senesine; yani vefatına kadar beş sene müddetle hizmetlerinde bulundum.” şeklindeki ifadelerden Şeyh Taha’nın iyi bir tahsil görmüş, itibarlı ve saygın bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır.

İlginizi Çekebilir  Sancaktar Türbesi

Hariri hazretleri, ilk tahsilini Erbil’de yaptı. Hıfzını ikmal etti. Bağdad medreselerinde de yüksek seviyede icazet aldı. Dini ilimleri devrin ulemasından okuduktan sonra Mevlana Halid el-Bağdadi’nin Erbil’de bulunan halifesi Hidayetullah Efendi’nin hizmet ve himayesine girdi. Hidayetullah Efendi, Taha’l-Hariri’nin yerine irşad makamına geçecek olan M. Es’ad Erbili’nin dedesidir.

Taha’l Hariri’nin, Mevlana Halid Bağdadi halifelerinden Osman Tavili ile de görüştüğü, hatta Osman Tavili’nin Şeyh Hariri hakkında “o, bizden büyüktür.” diye övgülerde bulunduğu bilinmektedir. Gerek Hidayetullah Efendi ve gerekse Osman Tavili ile görüşüp kendilerinden feyz alan Taha’l Harîri, devrin ünlü şeyhi Taha’l Hakkari ile önce alem-i menamda, ardından kendisini ziyaret ederek görüşmüş ve çok kısa bir süre içinde hilafete hak kazanmıştır. Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürdçe bilirdi. Sohbetinde şeyhi gibi İmam-ı Rabbanî’nin mektübat’ından okur ve şerhederdi.

İlginizi Çekebilir  Ballı Baba

Taha’l Harîrî, ilk iki şeyhten gördüğü seyr u sülük, son şeyhten aldığı icazetten sonra fıtratındaki “üveysi” istidad sayesinde sık sık alem-i manada Allah Rasülüyle görüşmek şerefine nail olmuştur. Şeyh Taha, tarikat silsilelerinde üveysi yolla irşad gören şeyhlerin ilki değildi. Nitekim Abdülhalik Gucdüvani ve Şah-ı Nakşbend hazretleri de üveysidirler.

Taha’l Harîrî, Erbil ve Musul bölgesinde yaklaşık kırk yıl süreyle halkı irşad ile meşgul oldu. 1292/ 1875 yılında vefat etti. “Kabri şimdilerde Erbil’e bitişmiş olan Harîr’dedir.