Dede Mezarı
Merkez Koçcağız köyü yakınlarında yüksekçe bir tepede, ardıç ağaçlarının arasında, kime ait olduğu belli olmayan, ancak Dede Mezarı olarak bilinen bir yatır mevcuttur. Burada yatanın Karakaya, Amarat ve Höbekdekilerle kardeş ya da amca çocukları olduğu söylenmektedir. Dede türbesi olarak bilinen bu yerdeki ağaçların kesilerek köye getirilip yakılması büyük günah kabul edilir. Bu sebeple hiç kimse bu ağaçlardan bir dal kesemez. Anlatıldığına göre, burada kurban kesilerek yağmur duası yapılmaktadır.
Evliya Mezarı
Yukarıda zikredilen Dede Mezarından başka bu köyde, Evliya olarak bilinen bir yatır daha mevcuttur. Burasının Ali Baba türbesi ile ilişkisi olup olmadığı bilinememektedir. Anlatıldığına göre bu mezar önceleri köyden bir adamın evinin dibinde imiş. Adam evini genişletmek için orayı yıkmak istemiş, ne var ki bu işi yapınca çocuklarının gözleri kör olmuş. Daha sonra adamın rüyasında bu işten vazgeçmezse onun başına daha çok işler açarım demiş. Bunun üzerine burası bir türbe şeklinde yapılmak istenmiş ve bu maksatla dört duvar içine alınarak üzeri örtülmeye çalışılmış. Fakat türbenin üzerini örtmek bir türlü mümkün olmamış. Türbenin üzerine örtülmek için getirilen ağaçlar her seferinde başka bir yerde yığılmış bir halde bulunmuş. Bu sebeple türbenin birkaç kez yıkılıp yeniden yapıldığı anlatılmaktadır ve türbenin üzere ise açıktır.
Himmet Dede
Anlatıldığına göre, günümüzde Himmet dede adı verilen bu muhite, nereli olduğu bilinmeyen üç kişi gelmiş, Bunlardan birisinin adı Himmet’miş. Bu zatın aynı isimle anılan köyün kurucusu olduğu tahmin edilmektedir. Hakkında daha fazla bilgi bulunmayan bu şahsın türbesi köyün ortasında bulunmakta olup etrafı duvarla çevrilidir.
Bu yatırı çocuğu olmayan kadınlar, çocuk sahibi olmak, herhangi bir dert ve sıkıntısı olanlar da bu sıkıntılarından kurtulmak maksadıyla ziyaret etmektedirler. Daha önceleri buraya çaput bağlandığı, ancak bugün bu adetin uygulanmadığı görülmektedir. Türbeye ibrik ve mum konulmaktadır. Halk Himmet Dede’nin geceleri görüldüğünü, köyün çeşmesine gelerek abdest aldığını anlatmaktadır.
Ardıç – Türbe
Ardıç köyünün batısında yüksek bir tepe üzerinde bulunan ve Osman Zinnüreyn Hz. (Osman) a ait olduğu kabul edilen bir mezar bulunmaktadır. Buraya insanlar daha çok yağmur duası için gelirler. Burası sadece köy sakinleri tarafından değil, yöre halkı tarafından da ziyaret edilir. Ayrıca çeşitli dilekler için de buranın ziyaret edildiği bilinmektedir. Türbe avlusunda bulunan alıç ağacına çaput bağlanmaktadır. Cuma geceleri başta olmak üzere, diğer kutsal gecelerde de evliya türbesinde ışık yandığına, hatta bu ışığın aynı köyün girişinde bulunan ve bugün harabe olan kızlar mezarlığına kadar uzandığına, inanılmaktadır.
Mikdat Dede Türbesi
Talas ilçesinin Sakaltutan köyünde bulunan türbe, Horasan erenlerinden olduğu kabul edilen Mikdat Dede isimli zata aittir. Türbenin mimari özelliğinden Mikdat Dede’nin Anadolu Selçuklu döneminde yaşamış olduğu tahmin edilmekte olup onun Melikgazi’nin piri olduğundan bahsedilerek ziyarette önceliğin buraya ait olduğu bu türbe ziyaret edilmeden Melikgazi’ye gidilmemesi gerektiği üzerinde duıulmaktadır.
Köylülerin ifadesine göre, yaklaşık onbeş sene öncesine kadar özellikle çocuğu olmayan, durmayan, yüz felci geçiren ya da ağır bir hastalığa yakalanan kimseler, genellikle perşembe günleri türbeyi ziyarete gelirlermiş. Türbenin hastalıklara iyi geldiği hususunda halk arasında anlatılan bir ki olayı burada zikretmek yerinde olacaktır. Bünyan’ın Koçcağız köyünden yatalak olarak gelen bir kadın türbede 2-3 gece kaldıktan sonra, iyileşir ve köyüne yürüyerek gider. Yine aynı şekilde türbenin bulunduğu köyde, yataktan kalkamaz durumdaki bir hasta, orada birkaç gün kalıp geceledikten sonra iyileşir. Bu durumu kendisi köylülere şöyle anlatır: Türbede yatarken rüyamda ak sakallı bir hoca geldi. Önümde duran büyük bir hendeği atlamamı söyledi. Bunun ilerine o, “atlarsın, atlarsın” diyerek arkamdan bir tekme vurdu, öbür tarafa geçtim. Bir de baktım hiçbir rahatsızlığım kalmamış.
Eskiden türbede geceled ışık yanarmış hatta bu ışık, köyün yukarısından Şıhoğlu denilen adamın evine kadar gidermiş. Bugün artık ziyaret edilmeyen bu türbe, halkın yağmur duası için başvurduğu bir yer olma özelliğini devam ettirmektedir.
Çevrim Türbesi
Talas ilçesi – Sakasultan köyünde , Mikdat Dede türbesine yaklaşık 20 m. uzaklıkta, köyün içinden geçen Tomarza yolunun kıyısında bulunmaktadır. Mezarın ortaya çıkarılış hikayesi şöyledir: Vaktiyle köyün büyüklerinden “Palalı” denen birine rüyasında “bizim üstümüzü çığmıyorlar, köylüye söyle bizi kurtarsınlar” diye şikayette bulunmuşlar. Bu rüya görme olayı üç beş gün devam etmiş. Adam rüyasını köylülere anlatmış. Onlar da ”Biz gaybı ne bilelim, bulundukları yerin etrafını çizsinler biz de ona göre elimizden geleni yapalım” demişler. Palalı ertesi sabah söz konusu yeri etrafı çizilmiş olarak görmüş. Köylüler de o günün imkanlarıyla burasını bir avlu içine almışlar. Bunu takiben aynı kişiye rüyasında “bizim bir beyimiz var. Biz oniki kişiyiz, üç basamak aşağı inilecek, alnına konulmuş bir aşık var başucunda, işte beyimiz o” demişler. Adam üç basamakla aşağıya inmiş, tarif edilen yeri ve alma konulmuş aşığı bulmuş ve etrafını çevirmiş. Daha sonra buranın adı Çevrim mezar olmuş. Çevrim mezar, türbe gibi ziyaret edilmemektedir.
Kaynak ; Kayseri Ansiklopedisi
Kayseri ve Çevresinde Ziyaret Yerleri , Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Kayseri’nin Manevi Mimarları , Muhsin İlyas Subaşı , Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
Kayseri İlmiye Tarihinde Meşhur Mutasavvıflar , Ali Rıza Karabulut , Seyyid Burhaneddin Vakfı
Kayseri Uleması , H. Mehmed Zeki Koçer