kayseri – talas – talas mezarlığı
Nüfus kayıtlarında Cemal Kazan olarak bilinen Talaslı Cemil Baba 1912 yılında Kayseri’nin Deliklitaş mahallesinde dünyaya gelmiş, çocukluğundan itibaren esrarengiz hayatı burada geçmiştir. Kayseri ve çevresinde sevilen, sayılan ve biraz da kendisinden çekinilen bir kişiliğe sahiptir. Yakın tarihte yaşamış olmasına rağmen onun özel hayatı hakkında ayrıntılı bir bilgiye sahip değiliz. Onun hayatını Talas-Kayseri arasında geçirdiği, kerametleri arasında sık sık hacca gittiği hususu ilk sırayı teşkil etmekte ve bu yüzden de halk arasında Hacı Cemil olarak anıldığı bilinmektedir.
Onun kerametleri ile ilgili birçoğu halen yaşamakta olan insanların pek çok müşahedeleri vardır. Bu müşahadelerden bir kısmı onun ‘tayyi mekan’ ettiği ile bir kısmı onun adeta gaibden haber verircesine insanların sırlarına aşina olduğu ile, büyük bir bölümü de daha çok halka uyan ya da teselli edici mahiyette uyarılarda bulunuşu ile ilgilidir.
Anlatıldığına göre Cemil Baba bütün Peygamber ve velilerin türbelerini bilirmiş. Genellikle kendisini ziyarete gelen yabancılardan muhitlerinde bulunan veli ya da Peygamberin kabrinin civarından yedi adet taş getirmesini ister, taşlar getirildiğinde bunlardan bir tanesini alıp geri kalanları getiren kimseye iade eder ve evinin bir köşesinde saklamasını istermiş.
Çok sayıda kerametinin olduğu bilinen Cemil Baba’dan iki anekdotla yetineceğiz: Kayserinin tanınmış simalarından birisi hacca gider, Kayseri’li hacılardan birkaçı bir araya gelerek sohbete başlarlar. Aralarında Cemil Baba da vardır. İçlerinden birisi, “Canım bir bulgur pilavı çekti ki…” der. Diğer hacılar da “Hakikaten olsa da yeseydik” derler. Böylece sohbet devam eder. Bir ara Cemil Baba‘nın ortalıktan kaybolduğunu farkederler. Az sonra orta yere buğuları tütmekte olan. bakır bir tabak içerisinde bulgur pilavı konur. Cemil Baba “Haydi buyurun ağalar!” der. Pilav yendikten sonra Cemil Baba “Ağa tabağını Unutma, çantana koy” diyerek oradan uzaklaşır. Adam tabağın kendilerine ait olduğunu anlar ama buna anlam veremez. Hac dönüşü çantada tabağı gören karısı onu bir süreden beri aradığını fakat bulamadığını söyler. Kocasının olup bitenleri anlatması üzerine hayrete düşer.
Onunla ilgili bir başka menkibe de şöyledir: Halen Kayseri’de ikamet etmekte olan emekli bir öğretmen, 1960 yılında tayin olduğunda çevresinde duyduğu Cemil Baba‘yı görmek arzusu ile birkaç kez Talas’a gider. Nihayet bir akşam hanımını ve çocuklarını alarak Cemil Baba’nın evine varır. Cemil Baba yanındaki çocuğu görür görmez” Bu çocuğu Seyyid Halil Devletli’de kazandınız, değil mi?” der. Bunun böyle olduğunu bilmekte olan adam hayrete düşer. Derken tekrar çocuğu göstererek ”Adı İsmail olduğu halde ona ne diye Mehmet diyorsunuz?” diye sorunca adam hayretten bir kez daha irkilir. Çünkü nüfus cüzdanında çocuğun adının İsmail olduğunu kendisi ve hanımından başka hiç kimse bilmemektedir. Adam kendini toparlama fırsatı bulamadan Cemil Baba‘dan üçüncü soru gelir, “Şu minik yavrunun ismini de Mustafa koydun değil mi? Sen de uzun süre hastalık çektin, hastalığında peyderpey geçecek. ” Adam dehşet ve şaşkınlık içinde … O akşam uzun bir sohbet sürüp gider. Bir ara yine Cemil Baba “Bugün kabak yediniz değil mi? Yanında da üzüm hoşafı vardı; hoşafın içinde de erik kurusu.” Nihayet adam kendinden geçmiş bir halde Cemil Baba’nın ellerini öperek oradan ayrılır.
Bu olaydan onbeş yirmi gün sonra yine adam Cemil Baba ile kalenin yanında karşılaşır. Ona bir miktar para verir, o da buna karşılık bir miktar somun ekmeği verir. Adam ekmeği eve getirir, büttin bir aile yer fakat bitiremez. Sofradan kalktıklarında Cemil Baba‘nın somunun bir kısmı hala orada durmaktadır.
Halk arasında anlatılanlara göre vefatı şöyle olmuştur: 5 Kasım 1982’de Talas Belediye Otobüsü ile cuma namazını eda etmek için şehre geldi. Otobüstekilere; “Anam beni çağırıyor yarın anama gide ceğim” dedi. Bu tarihten bir hafta kadar önce de şehirde gördüğü tanıdıklarından helallik istedi.5 Kasım’ı 6 Kasım’a bağlayan geceyi ibadetle geçirdi. Sabahın erken saatlerinde Seyyid Burhaneddin Türbesini ziyaret etti ve uzun bir yolculuğa çıkacağı gerekçesiyle abdest aldı. 6 Kasım’da saat 15:30’da yeğeni Ali Felek’in Talas’taki evinde hayatını kaybetti. 7 Kasım’da “Anayasa Oylaması” olmasına rağmen, cenazesi büyük bir kalabalığın katılımıyla Talas’ta toprağa verildi. Defnedildiği mezarlık kendi adıyla anılmaktadır. Vefatından kısa bir süre sonra sevenleri mezarının üzerine bir kubbe yaptırdı.
Cemil Baba zaman zaman Talas Belediyesince düzenlenen seminer ve toplantılarla anılmaktadır. Gazeteci Veli Altınkaya tarafından Allah Dostlarından Mavi Boncuklu Cemil Baba isimli kitap onun hakkında kaleme alındı (1984). Ayrıca Ethem Cebecioğlu’nun 20. Yüzyıl Evliya Menakıbı adlı eserinde yer alan şahsiyet lerden biri de Cemil Baba’dır.
Kaynak ; Kayseri ve Çevresinde Ziyaret Yerleri , Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları
Kayseri Ansiklopedisi