Kastamonu – Merkez – Hasan Çelebi camii
İsmailbey Mahallesi’nin Tenekeci Sokağı’nda kain Hasançelebi Camii’nin harimi dahilindedir. Cami ile aynı kapıyı paylaşan türbenin duvarları kerpiç malzeme ile yapılmıştır. Döşeme tavan, duvarların iç tarafı ve çatısı ahşaptır. Üzeri cami ile beraber kiremitle örtülmüştür.
8.20 Metre uzunluğu ve 3 metre kadar eni olan türbe, kapı tarafına doğru daralarak üçgen bir şekil almaktadır. Batı duvarı boydan boya cam olan türbenin kıble tarafında da iki adet penceresi vardır. Ahşap olan iç duvarların orta bölümünü, kapıdan başlayarak kıble duvarının doğu köşesine kadar dolaşan kuşak üzerinde Bakara suresinin son iki ayeti ile Ayete’l Kürsi yazılıdır. Bu kuşağın üzerinde ise Yahya -i Şirvanı’nin Vird-i Settar’ından bir bölüm olan,
“Sübhaneke ma abednake hakka ibadetik
Sübhaneke ma arefnake hakka ma’rifetik
Sübhaneke ma zekernake hakka zikrik
Sübhaneke ma şekernake hakka şükrik” yazıları; kıble duvarında da: “La ilahe illallahül melikül hakkul mübin. Muhammedün Rasülullahi sadikul va’dil emin” yazısı vardır.
Türbenin kıble tarafında demir çerçeveli cam şebeke içinde iki adet tahta sanduka vardır. Bunlardan birisi Tarakcızade Abdurrahman Efendi, diğeri de oğlu Mahmut Efendi’ye aittir. Abdurrahman Efendi’nin, Hz. Pir Camii’nin kıble tarafındaki hazirede medfun olan Seyyid Sünneti Efendi nin halifesi olduğu rivayet edilir. Buna göre Sünneti Efendi’nin vefatından sonra Kastamonu’da Halveti Tarikatı usulünce irşad görevi Abdurrahman Efendi tarafından devam ettirilmiş, dergah olarak da Hasan Çelebi Camii seçilmiştir.
Kendileri her ne kadar “Taraklı Sultan” nisbesiyle biliniyor ve bu konuda bazı menkıbeler anlatılırsa da bu nisbenin aslında Tarakcızade olduğu eski belgelerden öğrenilmektedir.
Tarakcızade Abdurrahman Efendi, Şeyh Şa’ban-ı Veli hazretlerinin bölgeyi teşrif ettiği tarihlerde çevredeki saygın ve meşhur şeyhlerden birisi idi. Buna göre 937/1530 tarihlerinde hayatta olduğu anlaşılıyorsa da vefat tarihi meçhuldür.
Kendisinden sonra yerine, yanında medfun bulunan oğlu Mahmut Efendi şeyh olmuştur. Bu zatın da ne kadar şeyhlikte bulunduğu ve vefat tarihi hakkında malumat yoktur.
Bitişik camiin şirin bir köşesinde kendilerine ayrılan manevi tahtlarında istirahat eden Tarakcızade Abdurrahman ve Mahmut efendilerin türbesi, cemaat tarafından itina ile korunmakta ve yıllardan beri eksilmeyen saygı ve hürmet duygularıyla ziyaret edilmektedir.
Allah kadirlerini yüceltsin.
Kaynak ; Kastamonu Evliyaları , Abdülhalim Durma