Malatya – Doğanşehir – Karaterzi köyü.
Terzi Koca’nın türbesi ilçeye 21 km. mesafede bulunan Karaterzi köyünün, Akçadağ ilçesinin, Ören Beldesi’yle sınırının buluştuğu bir noktada bulunmaktadır. Ali Laçin’in yazısından, Karaterzi köyünün beş km. uzağında bulanan ve Ören’e sınır olan türbenin, Alevilik inancına sahip vatandaşların sıkça ziyaret ettikleri yerler arasında bulunduğunu öğreniriz. Terzi Koca adlı ermişin, Türkmen Horasan Erenleri ile birlikte Türkiye’ye geldiği rivayet edilir. Karaterzi köyü, adını bu türbeden almıştır. Bölgede türbenin diğer adı Terzi Hoca‘dır. 2000’li yılların başına kadar türbenin bulunduğu alan, Terzi Koca‘nın mezarı ve çevresindeki çok az mezardan oluşan bir ziyaret yeri idi. Mezarların yanında bir de dilek ağacı bulunmaktadır ki, bu ağaç günümüzde de ziyaret edilmektedir.
2003 yılında bir gün rüyasında Terzi Koca‘yı gören Hacı Kalender, rüyasında ondan şefaat diler. Bu isteği dinleyen Terzi Koca, Hacı Kalender’e dileğinin Allah’ın yardımıyla yerine getirileceğini söyler ve kaybolur. Uykusundan uyanan Hacı Kalender rüyasını sevdikleriyle paylaşır. Çevresindeki ileri gelenler ise ziyarette ermişin adına bir kurban adamasını ya da kabri için hayırlı bir iş yapmasını söylerler.
Almanya’da uzun yıllar yaşayan Hacı Kalender Türkiye’ye gelir ve türbenin yapımı için gerekli maddi desteği verir ve sonunda türbe bugünkü halini alır. Hacı Kalender’in türbe yapıldığı dönemde kanser hastalığından kurtulduğu ve sağlığına kavuştuğu söylenmektedir. Bu süre zarfında ilk olarak türbenin ana binası inşa edilmiştir. Aynı yıl içerisinde dinlenme yerleri ve bir de çocuk parkı da eklenerek çevre düzenlemesi tamamlanır. Türbenin ana binasının iç bölümü tek odadan oluşmakta ve bu odada Terzi Koca‘nın mezarı bulunmaktadır. Yeşil, mavi, kırmızı renkli kumaşların örtüldüğü kabir mermerden yapılmıştır.
Anlatıldığına göre, kumaşlardaki renklerin anlamı şöyledir. Kırmızı renk Hz.Hüseyin’in kanını, yeşil renk ise Hz.Hasan’ın zehirlenmesi sonucunda vücudunun aldığı rengin ifadesidir. Kutsal sayılan yeşil ve kırmızı rengin, giyeceklerin belden aşağı kısımlarında kullanılmasının haram olduğuna inanılır. Mezarın etrafı önce üç, sonra yedi defa dönülerek tavaf edilir. Her dönüşte mezarın köşeleri dört defa eğilip öpülür. Bu tavaf ibadetinden sonra, mezar taşının baş kısmı üç defa öpülüp secde edildikten sonra geriye dönmeden -sırt çevrilmeden- yüz kabre dönük olarak kapıdan çıkılır.
Kabir odasının yanında çatısı demir saclarla örtülü olan ve tabanı geniş bir halı ve minderlerle kaplı olan başka bir bölme daha bulunmaktadır. Bu bölümün iki duvarı yoktur ve açıktır. Genellikle yazın sıcak zamanlarında dışarıda oturmak isteyen ziyaretçiler tarafından kullanılmaktadır. Bitişik olan bu iki odanın hemen arkasında mutfak bölümü bulunmaktadır. Kesilen kurbanların etlerinin doğrandığı ve altı adet lokma ocağının bulunduğu ayrı bir kısım daha vardır. Lokma olarak adlandırılan etlerin sadece duası yapılan bıçaklarla doğranması gerektiği ve diğer yandan kemikli etlerin doğranmasında yalnızca satırın, fakat onun da çok az kullanılmasının gerektiği söylenir. Diğer şekillerde lokma etinin doğranılması günah sayılır ve etlerin yalnızca ağaç kütüklerinde doğranması makbuldür. Etler doğranma sonrasında yıkanır ve kesilen kurban artıkları kurban sahipleri tarafından uzak alanlarda gömülür. Lokmalar türbeyi ziyarete gelenlere ve çevre köylere dağıtılır.
Birçok insanın akıl hastalıklarından fiziki hastalıklara kadar; hastalıklarına çare bulmak için bu iki odadan herhangi birinde uyudukları görülür. Hastalıklardan kurtulmak için şifa arayanlardan, kendilerine yapıldığına inandıkları büyülerin bozulmasına kadar pek çok konuda yaşadıkları sorunları aşmak isteyen insanların yanı sıra birçok dileğin gerçekleşmesi için gelenler olduğu ve dilekleri gerçekleşenlerin de tekrar ziyarete geldiği anlatılır.
Kaynak ; Malatya Evliyaları , Abdülhalim Durma