Niğde – Altunhisar – İlçeye 30 km uzaklıktaki Uluören köyü mezarlığında
Türbe, Dulkadir Beyiliği döneminde inşa edilen Yum Dede Zaviyesi (Mevlevî Dergahı )’nin bünyesinde yer alırken yıkılmış ve mevcut türbe 1985 yılında betonarme olarak yeniden yapılmıştır. Günümüze ulaşmayan ilk türbenin Dulkadir Beyliği veya Osmanlılar zamanında XVI. yüzyılının ilk yarısında inşa edildiğini düşünmekteyiz.
Dulkadir Beyliği hükümdarı Alaüddevle Bey 906 H./ 1500 M. ve 14 Muharrem 916 H./ 23 Nisan 1510 M. tarihli vakfiyelerinde, Yum Dede Zaviyesi (Mevlevî Dergahı)’m inşa ettirdiğini belirterek, buraya vakıflarda bulunmuştur. Alaüddevle Bey zamanında 1500’lü yıllarda hayatta olduğu anlaşılan Yum Baba (Dede)’nin XVI. yüzyılının ilk yarısında öldüğünü ve ilk türbenin bu dönemde yapıldığım sanmaktayız. Mevlevi tekkeleri genellikle birkaç yapıdan oluşan külliye biçimde yapılmış ve türbeler, dergahın bir elemanı olarak inşa edilmiştir. Ayrıca Mevlevî tekkelerinde yer alan “semahane” nin bir kısmı genellikle türbe olarak düzenlenerek buraya dergahın şeyhleri gömülmüş ve semahaneden parmaklıkla aynlmıştır . Aynı şekilde Yum Baba (Dede) Türbesi, Mevlevî Dergahı’nın bünyesinde inşa edilmiştir. 3 Recep 1315 H./ 28 Kasım 1897 tarihii Maraş Şer’iye Sicili ile 1316 H./ 1900 M. tarihli Halep Vilayeti Salnamesi’nde, Alaüddevle Bey’in inşa ettirdiği Yum Baba (Mevlevî) Tekkesi’nin, Osmanlı padişahı II. Abdülhamit tarafmdan yenilenircesine tamir ettirdiği kayıtlıdır Bu onarımda türbenin de tamir gördüğü anlaşılmaktadır.
Bugün Saatçılar Pasajı’nın güneybatı köşesinde yer alan türbeye batı duvarında açılan dikdörtgen kesitli kapıdan girilir. Kapının üst kısmında 0.25 x 0.30 m. ölçülerinde taş kitabe bulunmaktadır; ve kitabeye ”Hazreti Mevlana Dergahı “yazılmıştır. Çevredeki insanla bu kitabenin, harabe haldeki türbenin içinde bulunduğunu ve türbe yapılırken buraya yerleştirildiğini ifade ettiler. 0.85 x 4.20 m. ölçülerindeki giriş mekanından geçilerek türbe kısmına ulaşılır. Doğu-batı doğrultusunda yerleştirilen 4.20 x 7.00 m. ölçülerindeki türbenin batı tarafında 0.80 x 1.20 x 2.75 m. boyutlarında sanduka yer alır. Muhtemelen taş malzemeden yapılan sanduka, şimdiki türbe inşa edilirken betonla kaplanmıştır. Sandukanın baş şahidesi sikke (Mevlevî külahı) şeklinde sonuçlanmakta ve bu sikkeler ölen kişinin Mevlevi tarikatına mensup olduğunu simgelemektedir. Sandukanın üzerinde kitabe yoktur, fakat Mevlevî Dergahı (Yum Baba (Dede) Zaviyesi)’nın kurucusu olan Yum Baba’ya ait olduğu kabul edilmektedir.
Kaynaklara göre Yum Baba’nın Dulkadir Beyliği hükümdarı Alaüddevle zamanında hayatta olduğu ve yörede sevilen ve sayılan bir Mevlevi şeyhi olduğu anlaşılmaktadır; hayatı hakkında bir bilgimiz yoktur. Alaüddevle Bey’in vakfiyelerinde Yum Dede olarak zikredilmektedir. “Dede” sıfatı, Mevlevîlikte belli bir mertebeye ulaşan dervişlere verilen unvandır. Bazı kaynaklarda bu şahıstan Yum Baba, Bum Dede ve Yemen Baba şeklinde de bahsedilmiştir; Bum ve Yemen isimlerinin arşiv belgelerinin yanlış okunmasından kaynakladığı sanılmaktadır. Ayrıca 1284 H. / 1867 M. tarihli Haleb Vilayeti Salnamesinde Maraş kazasında Ashab-ı Kiram’dan önemli makamlar sayılırken, Yemen (Yum) Baba’dan da bahsedilmektedir.
Kaynak ; Türk Kültür Varlıkları Envanteri – 51-Niğde – Türk Tarih Kurumu Yayınları